menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Umurbaba: Çocukluğumun Kafdağı

50 12
21.05.2024

Çocukluğumun Kafdağı, masal ülkesiydi. Başında şahinlerin tünediği ulu meşe ağaçlarının gölgesinde cinler top oynar, devler ve ejderler güreş tutardı. Kara kara kayalıkların üstünde kartallar, dibinde kurtlar konaklardı. Zirvesi gizemli, çehresi asildi.

Rüzgârı, yağmuru, karı şiddetliydi. Soğuğu çetin, suları buz gibiydi. Orada gök başka gürler, şimşek başka çakardı. Kar erken yağar, geç kalkardı. Duldalarında adı sanı bilinmeyen envaiçeşit çiçekler açardı. Kekiği ve kekliği dillere destandı.

Zirvesine çıktığımda başkent Ankara’yı göreceğimi sandığım bu dağla ilgili bir merakım, bir de korkum vardı. Merakım, dağın tepesinde elim bulutlara değer, başım erer miydi? Korkum, bu koskoca dağ, günün birinde köyümüzün üzerine devrilirse hâlimiz nice olurdu!

Dört bir tarafından salınıp inen irili ufaklı onlarca derenin membaı olan bu gizemli dağın zirvesine ilkokul birinci sınıftayken nisan ayının sonlarında düzenlenen bir okul gezisinde lastik pabuç, siyah önlük, beyaz yakayla saatlerce yürüyerek ilk defa çıktığımda henüz yedi yaşındaydım.

Köyümüzde son günlerini yaşayan bahar mevsimi; çoğunlukla gökyüzünün derin maviliğine kucak açan, kış mevsiminde başında duman, bağrında sis; yazın bulut eksik olmayan bu dağın yazısına, duldasına ve zirvesine henüz yeni gelmişti.

Yosunlarla birlikte çeşit çeşit otlar, çoban çeşmelerinin ve pınarların ayağına yeşil bir halı gibi serilmişti. Bu yemyeşil doğal halıları renk renk, irili ufaklı, adlarını bilmediğim çiçekler........

© Maarifin Sesi


Get it on Google Play