‘2025 Aile Yılı’nda Alarm Veren Aile!
Emperyalist Batı’nın, envai çeşit sömürge yöntemlerini her geçen gün güncellemesi nedeniyle dünya milletlerinin yaşadığı açlık, yokluk, yoksulluk, zulüm ve soykırım nihayete ermiyor. Batı, asırlara ulaşan sömürgeci geçmişinin fırsat ve imkânları üzerinde yükselerek elde ettiği bugünkü müreffeh ve sözde insanî standartlarını, ulaşılması gereken tek “muasır medeniyet” hedefi olarak dünya milletlerine dayatmaktadır. Bu dayatmanın, son bir asırdır nitelik değiştirerek artık cebri ve fiilî olmanın yanı sıra gönüllülük esasıyla sürdürüldüğü müşahede edilmektedir.
Günümüzde, Batı tarafından belirlenen ve bizatihi Batı ile özdeşleştirilen muasır medeniyetin ilkelerinin, gönüllü ya da gönülsüz tüm dünya milletleri tarafından kabul edilmesi zorunlu görülmekte ve “muasır medeniyetin tek temsilcisi” unvanının tartışmasız Batı’ya ait olduğu hatırlatılmaktadır.
Kendisini huzur ve mutluluk adası olarak gören Batı, tüm dünyanın kendisine benzemesini talep ederken kendisi dışındaki tüm coğrafyalarda huzursuzluğun ve mutsuzluğun kışkırtılması bağlamında elinden geleni ardına koymamaktadır. Bunun en somut örneği olarak tam bir asırdır Osmanlı coğrafyasına tekabül eden topraklarda yaşanan ardı arkası kesilmeyen kaos ve felaketleri gösterebiliriz. Nitekim terör örgütüne dönüşen İsrail’in, kuruluşundan günümüze ve özellikle son bir buçuk yıl içerisinde işlediği cinayet, zulüm, işkence ve soykırımlarla Ortadoğu’yu cehenneme çevirmesinin başkaca izahı yoktur.
Gerek Avrupa Birliği’nin, gerekse Birleşmiş Milletler örgütünün yapılanması ve işleyişi Batı merkezli dayatmanın en bariz göstergelerindendir. Batı AB, BM ve benzeri örgütsel yapılanma ve uzantılarıyla tüm dünyaya şekil vermeye ve dünyanın her türlü beşeri ve mali zenginliklerini keyfine göre sömürmeye devam etmektedir.
Batı’nın kullanmış olduğu bu tür örgütsel yapılanmalardan birisi de BM bünyesinde yer alan ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) adıyla anılan kuruluştur. Kendisini “Birleşmiş Milletler cinsel sağlık ve üreme sağlığı ajansı” olarak tanımlayan bu kuruluşun aynı zamanda “kadınların ve gençlerin sağlıklı ve verimli yaşamlar sürdürebilmeleri için imkanları artırma konusunda” çalışmalar yaptığını beyan ettiği görülse de asıl amacının bambaşka olduğu anlaşılmaktadır.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun, 2011’den bu yana ülkemizde “üreme sağlığının teşviki ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı insani yardım çalışmalarına destek verdiği” belirtilirken açıklamada geçen “cinsiyet eşitsizliği” ifadesinin arka planı UNFPA’nın gerçek amacını ortaya koymaktadır. Nitekim “cinsiyet eşitsizliği” ifadesi UNFPA’in genel amaçları ile bağlantılı şekilde hazırlandığı belirtilen 7. Ülke Programında (2021-2025) yoğun çalışılan alanlardan biri olarak “Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi” ifadesine dönüştürülmüştür.
UNFPA, çalışma alanı olarak belirlediği faaliyetlerini halen 150’den........
© Maarifin Sesi
