menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ramazan Sohbetleri

10 15
30.03.2024

PROF. DR. BİLAL KEMİKLİ RAMAZAN GÜZELLEMELERİ KİTABININ MÜZAKERESİ

Öncelikle hayırlı akşamlar diliyorum;

Vakti şerifler hayrola,

Hayırlar feth ola,

Şerler def ola,

Hak Teala burada yapacağımız sohbeti bereketli eylesin. Yaptığımız işleri boşa çıkan işler olarak değil ruhen, aklen gelişmemize katkı sağlayan, insanımıza, milletimize faydalı olan işler zümresinden eylesin ve bir ibadet hükmünü alsın İnşallah.

Öncelikle arkadaşlarımızın değer görüp Ramazan güzellemeleri kitabını okumaları bendenizi mutlu etmiştir. Okuyan ya da okumak için niyet eden arkadaşlarımıza müteşekkirim.

Özellikle son asırda dini duygu ve düşünceyle ortaya konulan edebiyat, sanat yönüyle pek fazla mahsul ortaya koyma imkanına sahip değil. Merhum Necip Fazıl Kısakürek gibi bazı isimleri bir kenara bırakırsak onun Esselâm başta olmak üzere bir kısım eserleri dini edebiyatın muhtevası içerisinde zikredilir. Keza merhum Alvarlı Efe’nin Divanı başta olmak üzere diğer eserleri, yine merhum Osman Kemali Efendi ve benzerlerinin eserleri bu muhtevaya sahiptir. Bu telifler genellikle şiir ve tasavvuf düşüncesiyle alakalı konular olmakla birlikte dini muhtevalı edebiyat türü eserler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Nitekim edebiyat dini duygu ve düşünceyi nesillere ulaştıran bir araçtır. Elbette kaynağı, temel orijin olarak beslendiği yer Kur’ân, sünnet, siyer-i nebi gibi dini metinlerdir. Bu ana kaynaklardan aldığımız ilhamla bizim edebi üslup içerisinde sunmamız esastır. Maalesef sunma konusunda biraz gayret göstermemiz ve din-sanat ilişkisinin çok sağlam bir zeminde kurgulanması gerekmektedir. Çünkü dini hayatı canlı tutacak olan yegâne şey budur. Aksi takdirde sadece vaazların ve bir kısım medya vaizlerinin konuşması olarak kalmamalıdır. Elbette konuşmalar fevkalade önemlidir ama metin veya kitap okunurken orada okuyucu kitapla bir bakıma halvet halindedir. O bizatihi kitabı okurken metni yeniden inşa edecek ve yeniden yazacaktır. Her kitabın okunması aynı zamanda o kitabın şerh edilmesi anlamına gelir ki hele hele birlikte okunuyorsa o kitabı biz gerçek anlamda şerh ediyor yeniden inşa ediyoruz demektir. Bu bakımdan dini edebiyatın deneme, şiir, roman, anlatı tarzında artması gerektiği kanaatindeyim.

Bu toplantıyı da siz teklif ettiğinizde aslında bu sözleri ifade etmek, bunları paylaşmak için kabul ettim. Dini edebiyat dediğimiz şey doğrudan doğruya vaaz edici, emredici bir edebiyat olmamalı. Bittabi didaktik bir veçhesi olmakla birlikte o anlamdan öte bir yaşanmışlığın bir ruhi sezişin bulunması gerekmektedir.

Sanat dili kabaca şöyle yap böyle yap dili değil bunun ötesinde oradan aldığı ilhamla okuyucuyu ya da dinleyiciyi o şeye sanatla yönlendirendir. Dolayısıyla yazarın, vaiz den farkı budur. Vaiz camide, dergâhta ya da herhangi bir mecliste sohbetini yaparken şöyle yapın böyle yapın diyebilir ama bir yazar eğer doğrudan doğruya dini bir metin yahut ilmihal kitabı yazmıyor ve edebi eser yazma endişesindeyse edebi bir perspektifle sunma gayreti içerisinde olmalıdır. Bir başka deyişle estetikî bir duyarlılığın burada vücut bulması gerekir diye düşünüyorum. Bunları söylememdeki gaye ve uzatmamdaki maksat tümüyle bundan kaynaklıdır.

Bugün fuardaydım, imza günüm ve konuşmam da vardı. Maalesef belki de hem hava biraz yağmurlu hem de hafta içi olması hasebiyle çok fazla ilgi yoktu. Bu arada kitapçıları da gezerek aslında bir nevi fuarı da gezmiş oldum. Çocuk kitaplarının çok arttığını, oldukça fazla olduğu dikkatimi çekti. İlkokul seviyesindeki çocuklarımıza dönük eserler var fakat asıl ortaokul ve lisedeki gençlerimizi etkileyecek kitapların olması gerektiği kanaatindeyim. Yazılan eserlere, ortaya çıkan ürünlere bakıyorsunuz maalesef çocuklarımıza bir şeyler vermekten öte yük olacak metinleri veriyoruz. Gençlikle ilgili........

© Maarifin Sesi


Get it on Google Play