Eğitim, yalnızca bilgiyi aktaran bir süreç değil; aynı zamanda bir milletin kültürel birikimini, medeniyet tasavvurunu ve değer dünyasını geleceğe taşıyan en güçlü araçtır. Köklerinden beslenmeyen bir eğitim anlayışı, kendi kimliğini inşa etme noktasında eksik kalmaya mahkûmdur.

Medeniyetimizin önemli şahsiyetleri düşünceleri, mücadeleleri ve değer dünyalarıyla, yalnızca yaşadıkları döneme değil, sonraki yüzyıllara da yön vermiştir. Onları gençlerimize sadece tarihî şahsiyetler olarak tanıtmak yeterli değildir. Asıl mesele bu şahsiyetlerin fikirlerini, ahlakını, toplumsal sorumluluk bilincini ve milletine hizmet etme anlayışını eğitim programlarının bir parçası hâline getirmektir.

Ben bir öğretmenim. Geçmişin ışığını geleceğe taşıyan, köklerinden aldığı ilhamla yeni nesilleri yetiştirmeyi görev bilen bir öğretmen. Geleneği ilham kaynağı, yeniliği ise bir imkân kapısı olarak görmek gerektiğine inanıyorum. Yahya Kemal’in de ifade ettiği gibi, “Kökü mazide olan ati” yaklaşımı, geçmişi bir yük değil; geleceği inşa etmek için sağlam bir zemin olarak görmektir.

Ziya Gökalp’in Terbiye anlayışında belirttiği üzere, eğitim hem millî kültürü aktarmalı hem de çağın bilimsel birikimini gençlere kazandırmalıdır. Çünkü geleneği yok saymak, geleceği köksüz bırakır; yenilikten uzak durmak ise ilerlemeyi engeller. Bu iki kavram doğru bir dengeyle ele........

© Maarifin Sesi