Ortadoğu'daki Nükleer Masalının Karanlık Yüzü
Orta Doğu, tarih boyunca sadece petrol ve toprak için değil, aynı zamanda güç oyunları ve stratejik manipülasyonların merkezi olmuştur. Günümüzde ise nükleer silahların gölgesinde, vekalet savaşları ve uluslararası entrikalar bölgenin kaderini belirliyor. Irak’tan İran’a uzanan nükleer meselelerin ardındaki gerçekler, tehdit stratejileri ve uluslararası manipülasyonlar, bölgedeki çatışmaların temel dinamiklerini oluşturuyor.
Nükleer İddiaların Ardındaki Gerçekler
Irak işgali, kitle imha silahları iddialarının asılsızlığı üzerine kuruldu ve milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine yol açtı. Bugün benzer senaryo İran’a karşı sahneleniyor. İran’ın nükleer silah geliştirdiği yönündeki suçlamalar, somut delillerden çok siyasi varsayımlara dayanıyor. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın raporları, siyasi manipülasyonun parçası olarak küresel anlatı mühendisliğinin ürünü haline geldi. Yanıltıcı bilgiler sadece İran’ı değil, benzer trajedilerin tekrarını kaçınılmaz kılıyor.
Tehdit Stratejileri ve Diplomasi Krizleri
ABD ve İsrail liderlerinin sert ültimatomları, Orta Doğu’da diplomasinin yerini tehdit ve zorbalığa bırakıyor. “Anlaşma olmazsa her şey yok olur” gibi ifadeler, nükleer silahların gölgesinde büyüyen nesillerde derin endişeler yaratıyor. İsrail’in operasyon isimlendirmeleri, düşmanlarını karalamak ve iç kamuoyunu motive etmek için bilinçli olarak seçiliyor. ABD’nin sert söylemleri ise uluslararası toplumun tehditlere sessiz kalmasına yol açarak saldırganların cesaretini artırıyor.
ABD’nin Vekalet Savaşları ve Bölgesel Çıkarlar
ABD’nin Orta Doğu’daki vekalet savaşları, gerçek barıştan çok çıkar çatışmalarının yansımasıdır. Irak ve Libya’da yaşanan trajediler, politikanın acı sonuçlarıdır. Şimdi benzer senaryo İran’a yöneliyor. ABD, İsrail’in yanında sadece askeri destek vermekle kalmayıp, sahte barış........
© Küresel İfşa
