menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çılgın!

57 17
19.11.2025

Cumhuriyet Bayramı’nda “sağlık gerekçesiyle” Anıtkabir’e gidemeyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün yine şahlandı...

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin, “İmralı’ya gidilmesine ayak sürmenin manası yok. Gerekirse yanıma üç arkadaşımı alırım, İmralı’ya ben giderim” dedi!

Daha yerel seçimler öncesinde “bebek katili”, “terörist”, “cani”, “canavar”, “haydut” diyordu...

Sonra Meclis’e davet edip, “kurucu önder” diye onurlandırmaya, “Onsuz çözüm olmaz” demeye başladı.

Şimdi de kurdurduğu komisyon, İmralı’ya gidip gitmeme konusunda tereddütte kalınca, “Ben giderim” diyor.

★★★

Soru şu:

Herkesin gözünün önünde yaşanan bu büyük değişimin nedeni ne?

Ve...

Bahçeli’yi bu yola kim soktu?

Kim ya da kimler onu “kelle avcısı”yken, “barış elçisi”ne dönüştürdü?

Görmesini bilen için bu soruların yanıtı çok açık:

Ne zaman Suriye’de yönetim dincilerin eline geçti; işte o zaman geleceğimizi planlayan “satranç oyuncuları” yeni bir hamleye karar verdi:

“Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlet olmaktan çıkarılmalı, bir din devletine dönüştürülmelidir.”

Bunu önce ABD Büyükelçisi’ne söylettiler...

Ardından bizim Cumhurbaşkanı, “Türk-Kürt-Arap kardeşliği” demeye başladı.

Devlet Bey’i de, “Senin için Müslümanlık daha önemli değil mi? Hem İslam devletinde birleşirseniz, farklı etnik kimliklerin anlamı da kalmaz. Çatışmalar biter” diye ikna........

© Korkusuz