Bazen bir sahne izlersiniz…
Çizgilerle başlar, renklidir, ironiktir, güldürür.
Ama bir bakarsınız, o sahne gerçek olmuş.
Ve güldüğünüz yerde artık yalnızca suskunluk vardır.

The Simpsons dizisi…
Birleşmiş Milletler kürsüsünde Arapça konuşan bir kadının Türkiye’yi desteklediği bölüm. İsrail’le yaşanan sözde bir çatışma. Sokaklara dökülen halklar. İran’ın Türkiye’ye dair “gizli silah” söylemi. Milyarlarca Müslüman’ın yürüyüşe geçtiği sahneler…
Kurgu muydu bu? Yoksa bir aklın insanlığa çizgilerle sızdırdığı bir ön izleme mi?

Ortadoğu artık yalnızca bir coğrafya değil.
Suriye’de Dürzîler üzerinden kurgulanan yeni denge, sadece siyasi değil; aynı zamanda tarihi, ekonomik ve metafizik bir hesaplaşmadır.
İsrail sahada görünüyor belki, ama senaryo ona ait değil.
Arkasındaki akıl çok daha derin, çok daha eski.
Evanjelik Protestan zihin… Tanrı’yı kıyamete zorlayan, insan eliyle Mesih’i getirmeye çalışan bu düşünce, ABD’nin dış politika damarlarına yerleşmiş durumda.

Ancak bu denklem çözülüyor.
2035'e kadar dünya artık enerjiyle değil, veriyle, dijital değerle, kripto parayla tanımlanacak.
Amerika, artık İsrail’i sırtında taşıyamayacağını fark etti.
Kalkınma Yolu Projesi, Katar’dan çıkan enerji hatları, Zengezur Koridoru...
Hepsi Türkiye’den geçiyor.
Ve Netenyahu hâlâ barutla konuşurken, Pentagon parayla konuşuyor.

Bu yeni düzenin sessiz ama gerçek taşıyıcısı Türkiye.

Ama sahayı yalnızca cephede ararsanız yanılırsınız.
Bazen bir çizgi film, size geleceği çoktan anlatmıştır.

İran, vekâlet güçlerini........

© Kocaeli Koz