Kocaeli’de Yaşamak: “Bir Yanım İstanbul, Bir Yanım Anadolu”
Kocaeli’de yaklaşık 60 yıldır yaşıyorum…
Dile kolay, tam 60 yıl. Az bir zaman değil dostlar. Yarımca’ya ilk geldiğimiz yılları dün gibi hatırlıyorum. Küçücük bir balıkçı köyü, kirazıyla meşhur bir beldeydi. Yolun altına indiğinizde denizin o serin kokusu karşılar, yolun üstüne çıktığınızda ise dağ havası ciğerlerinize dolar, alabildiğine uzanan kiraz ağaçları gözünüze bayram ettirirdi. Çocukluğumun yaz akşamlarını hâlâ hatırlıyorum: komşularla yapılan sohbetler, mahallede top koşturan çocukların neşeli kahkahaları, denizden gelen balıkçıların “bereketli olsun” nidaları… Hepsi ayrı bir güzellikti.
Bugün Yarımca değişti, büyüdü, kalabalıklaştı ama ruhunu hâlâ içinde taşıyor. İşte Kocaeli’de yaşamak tam da böyle bir şey: bir yanda modernleşme, bir yanda geçmişten gelen o samimiyet.
Mesela sabah işe gitmek için otobüse bindiğinizde yanınızdaki amca, “Evladım şu trafik hiç bitmeyecek galiba” diye söylenir. Siz de ister istemez başınızı sallarsınız, çünkü haklıdır. Ama aynı günün akşamında sahile inersiniz. Çayını yudumlayan teyze, dalgalara bakarak size döner ve “Bak evladım, İstanbul’da bu manzarayı bu........
© Kocaeli Koz
