Atatürk Orman Çiftliği: “Ben buradayım”
Atatürk’ün şahsi malvarlığı olarak 5 Mayıs 1925 yılında kurulan ve 11 Haziran 1937 tarihinde Atatürk’ün şartlı bağışı ile halkına emanet edilen, Cumhuriyet’in devrimci modeli Atatürk Orman Çiftliği’nin kuruluşunun 100. yılını karşılamaya sayılı günler kaldı.
Cumhuriyet’in kalkınma modellerinden olan üretim eğitim ve paylaşım alanı olan Atatürk Orman Çiftliği, devirlerle satışlarla ve plan değişiklikleri ile parçalanan toprakları, yıkılan ve yok edilen bellek mekânları ve bağrına saplanan (Kaçak Saray ve Ankapark, yollar) hançerlerle 100 yılı geride bırakıyor.
Başkentin savunması mücadelesi sürecinde mekânın politik bir imge olarak toplumla buluşmasının en önemli mücadele alanlarından birisi olan Atatürk Orman Çiftliği’nin bendeki yeri ayrı. Hepimiz açısından bir öğrenme, deneyimleme, bedel ödeme sürecinin en önemli mekânsallıklardan birisi. Kentsel mücadelede yaratıcı yöntemlerle nasıl mücadele edileceğinin rol modeli olan ve Türkiye siyasetine saray rejimi, kaçak saray gibi pek çok kavramsallığı kazandıran ve hiç gündemden düşmeyen, yüzlerce hukuksal süreci ile bir mücadele laboratuvarı.
100. yıl hazırlıkları kapsamında, Atatürk Orman Çiftliği’nin bellek mekânlarının yoğun olduğu AOÇ Tarihi Merkez’de tespit gezisinde bulunduk.
Atatürk Orman Çiftliği’nin planlandığı 1925 yılında şehirden ulaşımı sağlaması için planlanan demiryolu hattından binlerce insanın gezmek için gittiği ve Gazi İstasyonu’nda inerek yürüdüğü o görüntüler geldi gözümün önüne.
Gazi İstasyonu’nda inip şöyle yukarıya doğru yürümek hala mümkün iken, Gazi İstasyonu’nun özel bir işletmeciye verilerek künefeci dükkânı haline getirilmiş olmasının hüznü ile başlıyor tespit gezimiz.
İstasyonun hemen karşısında bulunan AOÇ PTT binasının hali içler acısı. Kültür Bakanlığı, Belediye, Tarım Orman Bakanlığı, AOÇ Müdürlüğü yapının geldiği hali görünce görevlerini yerine getirmedikleri için utanırlar mı acaba?
Tarihi PTT binası neredeyse ortadan ikiye ayrılmış. Bir yanı o günden sadece bugüne kalan PTT yazısı ile üzgün. Yapının diğer bölümü ise kokoreççi dükkânının yayılmacı politikasına kurban edilmiş.
AOÇ Bira Fabrikası yerleşkesi tarihten size bir hatırlatma gönderse de sitemi öfkesi her halinden okunuyor. Yarattığımız mücadelenin büyük etkisi ile o bölgede fotoğraf çekmek için bile yürekli olmanız gerekiyor. Demir parmaklıklar arkasından yerleşkeye bakmak ve........
© Kısa Dalga
