Gezi direnişi geleceğe ve tarihsel mirasa sahip çıkma mücadelesidir
Gezi’nin yıldönümündeyiz. Tarihin akışının hızlandığı, acıyı, öfkeyi ve umudu milyonların tek yürek olarak hissettiği onurlu günler… Mücadelenin, dayanışmanın, kardeşleşmenin ve nezaketin bütün ülkenin iklimi haline geldiği zamanlar.
İktidarın kâbusu, halkın güzel rüyası.
Yok sayılanların, geleceği çalınanların, insanlığına sahip çıkanların itiraz çığlığı.
Karanlığın, doğa düşmanlığının, rantçılığın, kadın düşmanlığının karşısında, eşitliğin, özgürlüğün kararlı mücadelesi.
2013 Mayısın son günlerinde yükselen, Haziran ayında ülkenin her köşesini saran mücadele tarihe “Gezi Direnişi”, “Haziran İsyanı,” olarak geçti. İkisi de aynı anlamı içeriyor. Bugün pek çok yerde Gezi günleri ve bu süreçte kaybettiğimiz kardeşlerimiz anılacak. Gezi’nin haklı ve güncelliğini yitirmemiş talepleri bir kez daha anlatılacak. Hukuksuz, haksız yere tutsak edilen insanlarımız için sokağa çıkılacak.
Dilerseniz bugün vesilesiyle Gezi Parkı’nın tarihine değinelim.
Rivayet odur ki, Kanuni Sultan Süleyman Macaristan Seferi’nde Buda’yı alınca, Almanlar padişahı zehirlemek ister. Padişahın aşçısı Manuk Karaseferyan, bu suikast planını ortaya çıkartır. Kanuni bunun üzerine aşçısını mükâfatlandırmak ister. Bir nevi “Dile benden ne dilersen,” durumu. Manuk Karaseferyan’ın tek talebi, Ermeniler için bir mezarlıktır. “Tamam” der sultan, Taksim’den Harbiye’ye kadar uzanan ve bugünkü Gezi parkının da bir bölümünü içine alan arazi Ermenilere verilir.
1560 yılında İstanbul’da büyük bir veba salgını vardır. Ermeni Cemaati, ölenlerini o zaman İstanbul’un dışında kalan bu mezarlığa gömer. 1865’teki büyük kolera salgınıyla mezarlık kısa sürede dolmuş olur. Artık cenaze kabul edilmez. Bölge hızla büyüyen şehre dâhil olur.
Aynı zamanda bu bölgede Ayazpaşa Mezarlığı olarak bilinen bir Müslüman Mezarlığı olduğu çeşitli kaynaklarda karşımıza çıkıyor.
Aradan yüzyıllar geçer. 1803’te, Taksim Gezisi’nin olduğu alana kışla yapılmaya başlanır. 1806’da biten kışlanın mimarı Krikor Balyan’dır. 1. Topçu Alayı bu kışlayı kullanır. Top talimlerinin yapıldığı geniş arazi adından da anlaşılacağı üzere, sonraki yıllarda İstanbul’un gözde semti haline gelecek Talimhane’dir.
Topçu Kışlası, 31 Mart gerici ayaklanmasında isyancıların karargâhıdır. Hareket ordusu kışlayı top atışlarına tutar, kışla kullanılmaz hale gelir.
Kışla, ağır ekonomik buhran sebebiyle 1912’de Fransız bankasına satılır. İşgal yıllarında burayı, Fransız Ordusu’na bağlı Senegalli askerler kullanır.
İlerleyen yıllarda kışlanın arazisinde maçlar yapılmaya başlanır, seyirci tribünleri inşa edilir. 1921 yılından........
© Kısa Dalga
