Çerçioğlu ihanetinden ne ders çıkaralım?
Kubilay Uygun ismi size bir şey hatırlatıyor mu? Eminim pek çok kişi bilmiyordur ya da unutmuştur. Kısaca hatırlatayım. Uygun, 90’lı yılların ortasında önce DSP’den milletvekili seçildikten sonra ANAP, DYP, MHP, DTP ve tekrar DSP arasında gidip gelmiş, takmadığı rozet kalmamıştı. 2 yıl içinde 6 defa parti değiştirmesi yabancı basının da ilgisini çekmişti. “Fırıldak Kubi” lakabı takılmıştı kendisine. Uzun zaman sonra 2016 yılında haberlere konu oldu. İstanbul’da bir otelde intihar etmişti.
Siyasi tarihimizin enteresan figürünün parti değiştirme rekorunu şimdilik aşan yok. Bu saçmalık, meclis düzeyindeki siyasetin kirli yüzünü temsil eden bir örnek olarak çokça konuşulmuştu. Ama şimdiki döneklikler kadar mide bulandırdığını, öfkeye sebep olduğunu da sanmıyorum.
Uzun yıllardır ülkemizi yöneten bir parti ve koalisyonu var tepemizde. Demokratik yolların mümkünse hepsini tıkamak, işlevsizleştirmek için elinden geleni yapıyor. Seçilmiş belediye başkanlarını tutuklamak, cumhurbaşkanı adayını siyasi olarak bertaraf etmek, CHP’yi bölmek, kayyum atamak gibi her yolu deniyor. Dolayısıyla böyle bir atmosferde bırakın AKP’ye iltihak etmeyi, iktidarın işine yarayacak tutumlar bile şiddetli bir öfkeye sebep oluyor.
Son örnek Özlem Çerçioğlu. Genç yaşında, 2002 yılında CHP’den Aydın milletvekili seçilmiş. Jantsa A.Ş.’nin sahibinin oğluyla evli olmasının 32 yaşında vekil seçilmesinde bir etkisi var mıydı bilmiyorum. Öyleyse dahi “siyasi başarısını” sadece bu durum açıklamaz. Çünkü 2007 seçimlerinde de vekil seçilmiş. Sonra 2009 yılında Aydın’ın belediye başkanı seçilmiş. O günden bugüne Aydın’ı yönetmiş.
Kendisi, sert, öfkeli bir AKP karşıtı, Atatürkçülüğünün altını her fırsatta çizen, yeri geldiğinde Deniz Gezmişlerin mirasına sahip çıktığını söyleyen bir isimdi.
Bunda bir sorun yoktu, memleketimizde kendisini böyle tarif eden milyonlarca insan........
© Kısa Dalga
