Sessizce yazılan bir sicil: Dijital izler
Artık geçmişinizi anlatan belgeler diploma fotokopileri veya referans mektupları ile sınırlı değil; sosyal medya profilleriniz de kim olduğunuzu belirleyen bir tür dijital nüfus cüzdanı hâline geldi. Devletler, üniversiteler, emlakçılar ve hatta yeni tanıştığınız insanlar bile sosyal medya geçmişiniz üzerinden bir karakter okuması yapabiliyor. Dijital izler artık yalnızca bir iletişim geçmişi değil; bir potansiyel, bir sicil ve zamanla oluşmuş bir iletişim hafızası olarak değerlendiriliyor.
Bugün bir iş başvurusunda sunduğunuz özgeçmiş kadar, arama motorlarına adınız yazıldığında çıkan sonuçlar da değerlendirme sürecine dahil ediliyor. Eğitim kurumları, insan kaynakları uzmanları, yurtdışı başvuru komiteleri, hepsi giderek daha fazla sosyal medya geçmişinizi bir referans dosyası gibi okuyor. Mezuniyet belgeleri ve mülakat performansı kadar, geçmiş bir tweet veya eski bir paylaşım da kariyerin önünde açılan ya da kapanan bir kapıya dönüşebiliyor.
ABD merkezli CareerBuilder’ın araştırmasına göre, işverenlerin p’i adayların sosyal medya profillerini inceliyor; T’ü bu hesaplar nedeniyle bir adayı işe almadığını söylüyor. 2024 verileri, bu oranın daha da arttığını gösteriyor: İşverenlerin s’ü sosyal medya taramasını işe alım sürecinin standart bir parçası olarak görüyor ve g’si bu sayede adayın beyan ettiği nitelikleri doğruladığını belirtiyor. Öte yandan Harvard Business Review’de 2021 yılında yayımlanan bir çalışma, işverenlerin U’inin çalışanları sosyal medya etkinlikleri nedeniyle işten çıkardığını aktarıyor.
Benzer bir tablo eğitim alanında da karşımıza çıkıyor. 2023 Kaplan anketine göre, üniversite başvurularını inceleyen yetkililerin g’si sosyal medya hesaplarını........
© Kısa Dalga
