menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cenevre çok şeye gebedir…

6 1
17.03.2025

Dört yıl aradan sona bir kez daha Cenevre’nin yollarına düşmüş durumdayız. Kendimce bir gelenek olduğu üzere bu satırları uçakta kaleme alıyorum. Aslında çok uykum var, niyetim yanımda oturan Canan’ın omzuna güya mahsusçuktan uyuya kalmışım gibi numara yapıp yatmaktı ama heyecanlıyım, yapamıyorum.

Az önce Kıbrıs’ta yayınlanan gazetelerin başlıklarına baktım. Belki de tarihin en geniş katılımlı zirvesi olacak olan bu toplantıyla ilgili olumsuz manşetler atılmış. Görünüşe göre bugünkü gazetelerimize konuşan bir sürü önemli isim bu zirveyi ‘boşu boşuna masraf’ diye nitelemiş.

Anlaşılan bu kadar milletten, bu kadar insan, Portekizli bir tonton dedeye kanmış, Cenevre’nin yolunu tutmuş, alem yapmaya gidiyor.

Hatta yaş tahtaya basmayan, şeytanı bile kandırmaya kadir birisi olan Tahsin Ertuğruloğlu abimiz de bizimle olacak.

Elbette kinaye yapıyorum, hafiften dalga geçiyorum. En başta da kendimle dalga geçiyorum: Kıbrıs sorunu sendromundan mustarip zavallı Ulaş Barış!

Mesela kendimce tanımlamalar yarattım: “Kıbrıs sorunu her dört yılda bir İsviçre’ye gidilip, çözülmeden geri dönülen bir sorundur.”

İyi de, ciddi ciddi soruyorum, hiçbir şey olmayacaksa, biz bu zirveye neden gidiyoruz?

Ersin Bey, ‘Black Angus biftek’ yesin diye mi?

Koskoca Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cenevre’ye gezmeye mi geliyor? Mevkidaşı Yerapetridis’in hiç işi gücü yok mu da yollara düştü?

Hayır, bütün bunların beyhude bir çaba olduğunu düşünmüyorum.

O yüzden de Ayşemden Akın’ın bugünkü surmanşetini sevdim: Cenevre çok şeylere gebe!

Ve bütün beklentinin tam ortasında bir tane aktör var: Tabii ki Türkiye!

Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın çözümün anahtarı Türkiye’dedir.

Türkiye adım atarsa, Kıbrıs sorunu çözüm yoluna girer. Ancak bu adım tek taraflı bir adım olamaz.

Ama oraya geçmeden önce biraz okumalar yapalım.

Güneyde yayın yapan bir gazete dünkü başyazısında oldukça ilginç noktalara değinmiş.

Mesela şu kısım: “Hristodulidis'in korktuğu şey, her ne kadar bundan bahsetmese de, Türkiye'nin Cenevre'de bir sürpriz yaparak iki devletli çözüm talebini ve Tatar'ın müzakerelerin yeniden başlaması için (koyduğu) ayrı egemenlik........

© Kıbrıs Postası