menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Son 86 gün: Alternatifi olmayanın kaderi, mevcudu tercih etmektir!

13 16
25.07.2025

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

KKTC halkı olarak farkına varılması gereken en önemli konulardan biri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sadece bir siyasi yarış değil, aynı zamanda bir ülkenin geleceğini belirleyecek karar anı olduğudur. 19 Ekim 2025'te gerçekleşecek olan seçimlere tam 86 gün kala, siyasi atmosferdeki değişimlerin, yönelimlerin ve beliren eğilimlerin artık daha net bir biçimde görünür hale geldiği kritik bir eşikteyiz.

Sağ kanatta, rüzgarın yön değiştirdiğine dair gözlemler güç kazanmaktadır. "Ay Yıldız, Aynı Yoldayız" gibi duygusal çağrışım taşıyan güçlü sloganlar üzerinden ilerleyen sağ kesim, bir süredir sadece seçmeni değil, rakiplerini de etkilemeyi başarmaktadır. Sağ kanadın adayı ve ekibi, yapılan analizleri ve kamuoyu eğilimlerini çok dikkatli takip ederek stratejilerini şekillendirmektedir.

Özellikle kamuoyunda geniş yankı uyandıran yazılarımın da doğrudan referans alındığı ve bu analizlerin saha politikalarına yön vermeye başladığı da gözlemlenmektedir. Anket verilerinin yorumlanma biçimi ve saha diline yansıma şekli, bu dikkatli takibin en somut göstergelerindendir.

Gözle görülür bir şekilde, hem sosyal medyada hem saha çalışmalarında daha organize ve etkili bir iletişim kurma gayreti içerisindedirler. Bu durumun da etkisiyle, sağ politik aktörler arasında hafif bir yükseliş ve görünürlük artışı yaşandığı açıkça fark edilmektedir.

Peki ya sol tarafta durum ne?

Sol blokta ise henüz güçlü, birleştirici ve umut vadeden bir alternatif vizyonun sahaya tam anlamıyla konamadığı dikkat çekmektedir. Federasyon fikrinin rafa kaldırıldığı bir düzlemde, “kapatılan defterlere karşılık açılacak yeni sayfaların” henüz yazılamamış olması, ciddi bir zafiyettir. Seçmen, sadece karşıtlık üzerinden değil; güçlü bir alternatif üzerinden ikna olur. Mevcut tablo, sol kanadın bu karşılığı tam olarak üretemediğini ortaya koymaktadır.

Alternatif üretilemeyen her denklemde, mevcut olanın seçilmesi davranışsal bir zorunluluğa dönüşür. Bunlar, seçmen psikolojisinin temel yansımasıdır. İnsan zihni, boşluğu tolere edemez. Boşluk, var olanla doldurulur. Politikada da bu böyledir. Solun şu anki suskunluğu veya vizyon geliştirmede yaşadığı zorluk, sağın pozisyonunu güçlendirmektedir.

Tüm bu değerlendirmeler, herhangi bir siyasi tarafı desteklemek ya da yıpratmak........

© Kıbrıs Postası