menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Son 51 gün: Sessiz çoğunluğun fısıltısı!

14 0
29.08.2025

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru geri sayım sürüyor. Takvim yaprakları azaldıkça tartışmalar çoğalıyor, sorular derinleşiyor, cevaplar ise sürekli karanlıkta kalıyor. Vatandaşın zihninde biriken sorular, her geçen gün büyüyen bir yankı gibi toplumun vicdanında dolaşıyor. “Sorulmayan soruların değil, cevapsız bırakılan soruların bedelini, bir millet öder... İşte bu yüzden, bugün sormak cesaret değil zorunluluktur.

Sol kesime yöneltilen sorular, yıllardır aynı kısır döngünün içinde tıkılıp kalınmasıdır. Federasyon söylemi yarım asırdır dile getirildi, ama tek bir adım ileri gidilmedi. Herkes tarafından en fazla sorulan soru şudur: “Siz, diğerlerinin yapamadığını yapıp, Rum tarafını ikna edebileceğinizi, neye dayanarak iddia ediyorsunuz? Öncekilerin, verdiği tavizlerden fazlasını vermeyi mi düşünüyorsunuz?” Bu sorunun cevabını vatandaş şimdi daha fazla bilmek ve öğrenmek istiyor. Çünkü toplum artık hayal satışı değil, gerçek sonuç istiyor.

Yine aynı noktada, “BM müktesebatı tek çıkış yolumuz” diyorsunuz. İyi ama, o müktesebatta daha önce sunulan harita da var. O haritada toprakların yüzde yirmisi Rumlara veriliyor iddiaları da vardı. Peki, siz bu bölgelerden oy isterken, oralardaki insanlara ne diyorsunuz? Sizin ortaya çıkarabileceğiniz haritada, federasyon ne anlama gelecek? Vatandaş bunları da bilmek istiyor.

Türkiye’nin federasyon tezini artık rafa kaldırdığını ilan etmesine rağmen, siz seçildiğinizde, Türkiye olmadan mı masaya oturacaksınız? Bunu açıkça söyleyebiliyor musunuz? Çünkü halk, Türkiye’siz bir masanın ne anlama geldiğini de çok iyi biliyor. Bir taraftan da dört ön şart” diyorsunuz; Rum tarafı bunları reddederse, siz ne yapacaksınız? Alternatifiniz nedir? KKTC’ye sahip çıkmak da bir alternatif midir, yoksa sadece masaya bağımlı mı kalacaksınız? Bu sorulara herkes şimdi, daha net ve açık yanıtlar bekliyor...

Vatandaş bu soruları defalarca dile getiriyor, çeşitli ortamlarda, televizyon ekranlarında, sosyal medyada ve her türlü platformda yineliyor. Ancak karşı taraftan gelen tek yanıt, derin bir sessizliktir… Oysa sorular susturulduğunda gerçekler kaybolmaz, sadece daha gür bir şekilde katlanarak çoğalarak geri döner. Halk, bu suskunluğun bir strateji değil, bir çaresizlik olduğunu düşünüyor. Çünkü susmakla sorunlar çözülmez, tam tersine büyür, birikir ve toplumsal güveni zedeler. Cevap alamadıkça vatandaşın zihninde şüpheler çoğalır, kalbinde kırgınlıklar derinleşir. Bugün halkın beklediği şey, kaçamak ifadeler değil, açık ve net yanıtlar, dürüstçe ortaya konulan alternatiflerdir. Sessizliğin ardında saklanmak, toplumsal vicdanda sadece bir........

© Kıbrıs Postası