menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kıbrıs’ta yeni denklem: SAFE hamlesi mi, stratejik dönüşüm mü?

8 1
previous day

MERT MAPOLAR’IN KÖŞE YAZISINI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Avrupa Birliği’nin savunma ve güvenlik finansmanını yöneten, SAFE (Security and Defence Fund Europe) programı, Türkiye için yeni bir diplomatik kapı aralıyor. Ankara, bu fon ve savunma entegrasyonu sürecinden yararlanabilmek için, Kıbrıs politikasında taktiksel bir esneklik mi gösterecek, yoksa bu kez stratejik bir dönüşüm mü yaşanacak? Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı dönemi, müzakere psikolojisiyle dış politikanın kesiştiği yeni bir sınav sahnesine dönüşmek üzere...

BM’nin Kıbrıs özel temsilcilerinin, adaya dönmesiyle yeniden hareketlenen masada, iki temel gerçek var: Uluslararası aktörlerin sürece müdahil olma iradesi ve yerel aktörlerin bu iradeyi kendi iç siyasetleri için okuma eğilimi. Geçen haftalardaki görüşmelerde Khassim Diagne’nin temasları ve Maria Ángela Holguin’in adaya beklenen gelişi, BM’nin süreci canlandırma niyetinin somut işaretleri olarak okunmalı. Ancak bu tür diplomatik canlanma anlarında, kilit soru şu: Bu hareketlilik gerçek bir müzakere fırsatı mı yoksa, aktörlerin dış politika ve iç dengeler için kullandıkları birer araç mı?

Erhürman faktörü: umut mu, geciktirme taktiği mi?

Tufan Erhürman’ın seçim zaferi, hem iç hem dış siyasette yeni beklentiler yarattı. Reuters ve bölge haberleri, Erhürman’ı “ılımlı, müzakere yanlısı” bir profil olarak tanımlayarak, Kıbrıs’ta müzakere umudunu yeniden canlandırdı. Ancak bu umut, hem Rum siyaseti içinde hem de Ankara’da farklı hesapların tetiklediği, bir dizi denge oyununa da açıktır. Zira Erhürman’ın, yönetimini nasıl kuracağı, müzakere heyetini nasıl şekillendireceği ve Ankara ziyaretinin zamanlaması, sürecin yönünü de belirleyecektir.

Türkiye’nin, SAFE hesapları: neden Kıbrıs’ta “manevra” gerektirebilir?

AB’nin yeni güvenlik / defense mekanizmaları (SAFE / benzeri girişimler) ve Avrupa’nın savunma yatırımlarına erişim, Ankara için stratejik ve ekonomik bir hedef hâline geliyor. Gazetecilik analizleri ve Türk haber ajansları, Ankara’nın bu tür mekanizmalara, tam katılım veya daha derin entegrasyon için, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın itirazlarını kaldıracak, diplomatik kazanımlar peşinde olduğunu da öne sürüyor. Böyle bir hedef, Kıbrıs meselesinde taktiksel yumuşama veya format değişikliğine yol açabilir; örneğin söylemde “federasyon” başlığını daha esnek bir çerçeveyle, yeniden tanımlama gayreti ortaya çıkabilir. Ancak stratejik hedef, ada üzerinde etkinlik ve güvenlik kaygılarını gözetmeyi de gerektirebilir.

Senaryolar: olası yol haritaları ve riskler...

Müzakereleri canlandırma güven artırma (en olumlu durum olabilir!): Holguin’in ziyaretleri ve üçlü görüşmeler, sınırlı takvim ve gündemle başlar; güven artırıcı önlemlere yönelik adımlarla paralel yürütülür. Bu senaryo, Ankara’nın belirli ödünlerle (geçici, teknik veya ekonomik işbirliği) AB mekanizmalarına erişim kapılarını aralamasıyla desteklenebilir. Oluşabilecek riskler: Rum tarafında takvim baskısı ve KKTC’de milliyetçi reaksiyon.

Taktiksel manevra; söylem değişikliği, özde aynı hedef (muhtemel durum olabilir!): Türkiye, stratejisini değiştirmeden söylemde esnek görünür; “gevşek federasyon”........

© Kıbrıs Postası