Cumhurbaşkanlığı seçiminde son viraja doğru hızla yaklaşıyoruz. İki aday, Ersin Tatar ve Tufan Erhürman, birbirlerine karşı kıyasıya bir yarışa girerken, Kıbrıs Türk halkı bu tarihi dönemeçte büyük bir sınav verecek.

Seçim kampanyaları ilerledikçe, hem politik atmosferdeki değişimler hem de adayların farklı stratejileri, halkın seçim tercihlerini etkilemeye devam ediyor. Ancak, bir soru herkesin kafasında: Tatar’a tuzak mı kuruluyor?

Ersin Tatar, alışılmış UBP kökenli adaylardan daha farklı bir yol izliyor. Bu fark, yalnızca politik kimliğiyle değil, aynı zamanda seçim kampanyasının gidişatıyla da kendini gösteriyor.

Mevcut Cumhurbaşkanının en büyük avantajı, halkla doğrudan iletişim kurma becerisi ve kendine özgü tavırları. Ancak, bununla birlikte, Tatar’ın partisinin desteği oldukça zayıf.

Hatta diyebiliriz ki, UBP içindeki birçok kişi Tatar’a gösterilen destekten çok, onun tek başına yürüttüğü çabalarla seçimde var olmaya çalışıyor. Tatar’ın ekibi de oldukça sessiz kalmış durumda. Cumhurbaşkanı, bu seçimde en çok kendine güveniyor ve köy köy gezerek, halkla yüz yüze iletişim kurarak bir bağ kurmaya çalışıyor. Ancak bu yalnız mücadele, Tatar’ı ne kadar zorluyor, hep birlikte göreceğiz.

Erhürman: Sol’un Ortak Adayı

Tufan Erhürman ise, adeta ülke çapında bir sol hareketin birleştiği bir aday. Başta sol parti ve hareketler olmak üzere, çeşitli kesimler Erhürman’a destek veriyor. Zeki Çeler’in liderliğindeki TDP, sanki Akıncı’yı destekler gibi görünerek Erhürman’ın yanında saf tutmuş durumda. Kendisini hem hukukçu kimliği hem de tartışmasız bir şekilde derin bir tecrübeye sahip bir lider olarak tanıtan Erhürman, kamuoyunda pek çok kişi tarafından, özellikle mevcut hükümetin ve Tatar’ın politikalarını eleştirerek, “alternatif” olarak görülüyor.

Bir değişim arayışı içinde olan halk, Erhürman’a olan desteğini her geçen gün artırıyor gibi görünüyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir nokta var: Sol kesimin birleşmesi, sadece Erhürman’ı güçlendirmekle kalmıyor, aynı........

© Kıbrıs Postası