menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran-İsrail ve Hindistan Ziyareti Gündemleri

8 0
24.06.2025

Geçtiğimiz haftalarda gerek yurt içinde gerekse diasporada, bölge ve dünya kamuoyunu ciddi derecede meşgul eden gelişmeler yaşandı. Bunların en dikkat çekicileri, İran-İsrail çatışması ve bölgesel çapta da Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin Güney Kıbrıs ziyaretiydi.

Yazıya İran-İsrail çatışmasıyla başlayalım. İsrail’in son haftalarda üst düzey İranlı yetkilileri ve nükleer tesisleri hedef almasıyla başlayan, İran’ın misillemeleriyle tırmanan gerilim, ABD’nin savaş uçaklarıyla İran’a doğrudan müdahalesiyle ve dini lideri Ali Hamenei’i ölümle tehdit etmesiyle daha da genişledi. Bu gelişmeler sadece iki ülke arasındaki bir çatışma olmanın ötesine geçerek bölgesel dengeleri sarsacak boyuta ulaştı. Böylece bölge kelimenin tam anlamıyla bir ateş çemberine dönüşürken; ABD’nin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “koyu takım elbiseli adamlar” olarak tanımladığı kişiler tarafından nasıl yönlendirildiği de yeniden netleşmiş oldu. Bu tablo karşısında Siyonistlerin başını çektiği Batı merkezli emperyalist düzenin pozisyonu da bir kez daha gün yüzüne çıktı. İran’ın karşı hamlelerini “sükûnet” çağrısıyla bastırmaya çalışan bu yapı, iki yüz yıllık politik geçmişi ve Gazze’deki soykırıma karşı sergilediği suskunlukla ikiyüzlülüğünü bir kez daha gözler önüne serdi. Ve ne yazık ki içimizde daha hâlen - özellikle Kıbrıs meselesinde - bu Batı’dan sözüm ona barış getirecek gıyabında medet umanlar var.

Oysa bölgemizde yaşananlar barışın ne denli kırılgan olduğunu ve samimi olarak kimin tarafından istendiğini, küçük bir kıvılcımın hem dünyada hem de yakın coğrafyamızda nasıl büyük yangınlara yol açabileceğini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu gelişmeler Kıbrıs’a zaten doğrudan etki etmektedir. Zira Güney Kıbrıs’ın senelerdir bölgedeki tansiyonu düşürmek yerine gitgide körükleyecek şekilde hareket etmesi tüm adayı riske atmaktadır. İsrail’e düşen füzelerin adadan çıplak gözle görülmesi dikkate alındığında ve 2023’te KKTC’ye yanlışlıkla isabet eden roket hatırlandığında adanın yalnızca coğrafi değil, Hristodulidis’in politikalarıyla stratejik açıdan da ne kadar tehlikelere açık olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bu gidişle Güney, Hamas ve İran’ın Kıbrıs’ı direkt ve açık tehditlerine rağmen Ortadoğu’daki savaşın doğrudan bir parçası hâline gelecektir. Dış istihbarat örgütlerine alan açan, yabancı savaş gemilerine limanlarını........

© Kıbrıs Postası