Zenginler de ağlarsa fakir ne yapsın…
Hayat pahalılığı 17,79 oldu ve bu rakam asgari ücrete de yansıtıldı. Son derece de doğru bir karar oldu. Seviniyoruz maaşlar arttı diye ama bir gerçek de var ki ’de fakirleştik. Bu da pek görmek istemediğimiz bardağın öteki yüzü.
Hepimizin hayatının bir döneminde geçim sıkıntısıyla bir diğer deyişle fakirlikle yüzleşmiştir. Ne utanç verici zor yıllardı diye düşünmüşümdür hep sonra aslında güzel yıllardı diye de kendimi telkin etmişimdir. Hani belliydi aslında; zengin ve fakir alışveriş kimliğiyle ön plana çıkardı. Örneğin fakir bir aile kolay kolay banana alamazdı. Banana zenginlerin evin meyvesiydi. Efendim ananasmış hak keza zaten çok yoktu. Yılbaşı geldi mi kestane ve Hindistan cevizi çıkardı piyasaya. Yıl başının geldiğini anlardık.
Fakirlerin yoldaşı elmaydı örneğin, hatta mümkünse doğal elma, biraz yumuşakça hatta erinik de diyebiliriz. Şeftali ilk çıktığında pahalı sonra çok ucuz olurdu.
Şu hain zengin meyvesi bananaya kayısı ve kiraz eşlik ederdi. Dediğim gibi belliydi zenginlerin meyve alışverişi. Her halinden zengin fakir ayrılırdı.
Et konusuna gelince. Fakir bir aile besli kıyması alırdı, hafif yağlı oluyor. Kahretsin çok sonra öğrendim kuzu değil koyun kıyması olduğunu. Bu nedenle adına besli kıyması........
© Kıbrıs Postası
