İyileşmenin sessiz eşiği
Bugün biri bana, “Hikâyeni gözlerin dolmadan anlatabildiğinde iyileşmiş olacaksın” dedi. Bu cümle kulağa basit gelebilir; oysa travmanın nabzını, hatıranın sıcaklığını ve insanın kendine dair şefkati aynı elde tutan derin bir ölçüdür. İyileşmek çoğu zaman unutmak değildir; aksine, hatırlamanın can yakmayan bir hâle bürünmesi, hikâyenin içimizdeki koltuğunu değiştirmesidir. Eskiden başköşede oturan acı, zamanla bir yan sandalyeye taşınır. Hâlâ oradadır ama manzarayı tek başına belirlemez.
Kırılganlığımızı inkâr etmek bizi güçlü kılmaz; tam tersine, hikâyeyi ağrıyan yerlerinden taşırır. Gözlerimizin dolması bazen bedenin “burada hâlâ bir şeyler oluyor” çağrısıdır. Bu çağrıyı duymak, onu yargılamadan karşılamak, iyileşmenin ilk adımıdır. Çünkü duygular, geçmek için önce geçmeleri........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d