menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İsrail - İran Savaşı’nı bir de böyle okuyun

20 1
17.06.2025

Yakın coğrafyamızda yıllardır düşük yoğunluklu sürdürülen İsrail-İran çatışması, 2020’li yılların ortalarına doğru açık çatışma sınırlarını zorlarken, yalnızca askeri bir hesaplaşma değil; aynı zamanda büyük grup kimliklerinin, tarihsel travmaların ve iletişim psikolojisinin çarpıcı bir örneğine dönüşmüştür. Bu çatışmaya yalnızca bir jeopolitik mesele olarak değil, aynı zamanda psikopolitik bir krizin yansıması olarak da bakmak gerekir. İşte bu noktada, Politik psikolojinin dehası kabul edilen, Marry Sigorni ödülü ve George Mason Üniversitesi - Jimmy Carter ve Rosalyn Carter School tarafından verilen Lifetime Achievement Ödülü sahibi, 5 kez Nobel Ödülü adayı seçilen dünyaca ünlü profesör değerli Hocam Dr. Vamık Volkan’ın “Savaş ve Uyum” adlı başucu niteliğindeki eseri bize önemli bir anahtar sunuyor.

İsrail ve İran arasındaki gerilim, modern tarihle sınırlı değildir. Yahudilik ile Şii İslam’ın tarihsel pozisyonları, her ne kadar teolojik olarak doğrudan çatışmasa da, ulus-devlet bağlamında karşıtlık içinde şekillenmiştir. 1979 İran Devrimi sonrasında Humeyni rejiminin İsrail’i “şeytanlaştırması”, bu çatışmayı yalnızca ideolojik değil, aynı zamanda kolektif bilinçaltına hitap eden bir sembolizme dönüştürmüştür.

İsrail için İran, sadece bir bölgesel tehdit değil; Holokost sonrası yeniden inşa edilen Yahudi kimliğine yönelmiş varoluşsal bir tehlikedir. İran içinse İsrail, hem Batı emperyalizminin bir uzantısı, hem de İslam ümmetinin bölünmüşlüğünün sembolüdür. Her iki ülke de kendi ulusal travmalarını ve büyük grup kimliklerini bu çatışma zeminine taşımaktadır.

Volkan’a göre büyük gruplar, tıpkı bireyler gibi........

© Kıbrıs Postası