menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İran: Terörün anavatanı

6 0
24.06.2025

Hatırı sayılır adette Iran’lı aydın dostum var. Yıllardır İran’da kitaplarım satılır. Yayınevleri, editörler, çevirmenler, yazarlar, yönetmenler tanırım ve son derece yakın dostluklar bunlar. Bu nedenle net bir tespit yapmam mümkün: Maalesef İran halkının düşmanı İsrail değil, İran rejimidir.

Terör’ün tarihine bakarsak başlangıcı Sicaililer, Haşhaşilere kadar gider. Ancak tüm dünya bilir ki terör denince akla gelen ilk ülke İran’dır. Bilinen anlamda terör ve terörizm eylemleri 1979’la birlikte İran’da başlar ve tarihin en büyük terör sponsorluğunu bugüne kadar İran üstlenmiştir.

George Mason Üniversitesi'nden "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" ve Marry Sigourney Ödülü sahibi, 5 kez Nobel Ödülü’ne aday gösterilen politik psikolojinin babası kabul edilen dünyaca ünlü, kıymetli Hocam Prof. Dr. Vamık Volkan. Volkan, “Büyük Saldırı: Terör ve Psikolojik Temelleri” adlı kitabında terörü sadece basit bir şiddet olayı olarak değil, “büyük grupların kolektif travmalarının dışa vurumu” olarak ele alır. Ona göre terör, sadece bireysel eylemlerden ibaret değildir; aynı zamanda derin sosyal ve psikolojik dinamiklerin sonucu olan bir kolektif psikolojik krizin tezahürüdür. Devletlerin terörü desteklemesi ya da kışkırtması ise, çoğu zaman bu travmaların politik manipülasyonu ve stratejik çıkarlarla iç içe geçmesinden kaynaklanır.

İran, 1979’daki İslam Devrimi’nden sonra uluslararası terörü sistematik olarak destekleyen bir rejim haline geldi. Bu destek, Hizbullah, Hamas, İslami Cihad gibi terör örgütlerine finansman, eğitim, silah ve lojistik sağlama biçiminde devam etti. İran rejimi, sadece bölgesel değil, küresel terör ağlarının da merkezinde yer alıyor. Bu örgütler aracılığıyla bölgedeki istikrarsızlık ve şiddet sürekli kılınıyor, masum siviller hedef alınıyor.

Dr. Volkan’ın da işaret ettiği gibi, terörün en temel amacı “hedef kitlenin psikolojik yapısını yıkmak, korku ve güvensizlik ortamı yaratmak, toplumsal bağları zayıflatmak ve kaosu kalıcı hale getirmektir.” İran’ın desteklediği terör örgütleri, bu psikolojik savaşı bölgesel düzeyde çok etkin biçimde yürütmektedir.

Hizbullah, İran’ın Orta Doğu’daki başlıca vekâlet gücü olarak hareket eder. Lübnan’daki güçlü konumunu İran’ın mali ve askeri desteğiyle pekiştiren bu örgüt,........

© Kıbrıs Postası