menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Söylem hakimiyeti

9 0
18.09.2025

Dün bıraktığımız yerden devam edelim. İki tarafın seçim stratejilerinden.

CTP kanadı erken başladığı seçim sürecinde hem mali hem de insan kaynaklarını daha erken harcamaya başladı. Tabii ki şu anda taraflar bir bütçe açıklamış değiller ama biz her iki tarafın da hemen hemen eşit bütçeleri olduğunu varsayıyoruz. Bunun içinde bu dengeyi sarsan elbette dün bahsettiğimiz bazı gerçekler var ama şimdilik eşit şartlar olduğunu düşünelim.

Ancak bundan kötüsü de oldu. CTP ve Erhürman retorik malzemesini de erken harcadı. Kısacası, bütün kurşunlarını erken erken attı. Bu aşamada ya söylemini derinleştirmek, entelektüel olarak altını doldurmak ya da materyal olarak artırmak yani genişletme yolunu tutamadı. Çünkü göstergeler bize aslında mali olarak da insan kaynağı yani entelektüel kaynak olarak da bu zenginliğin olmadığını gösteriyor. Göbbels’e atfedilen o tekrarın gücüne sığınarak aynı söylemsel kalıp sadece tekrar edilerek seçime bir ay kalmasına rağmen eskidi. Söylem çeşitlendirilemedi, seçmeni kavrayamadı en önemlisi ise tutum değişikliği oluşturamadı. Bu güçte bir kampanya elbette ki ciddi bir entelektüel derinlik yanında profesyonel yetkinlik ve en önemlisi güçlü bir ülkü, bir hedef ister. Erhürman’ın kampanyası bu checkbox’lardan hiçbirini işaretlendirememekle birlikte erken başlanan süreçle tüm zayıflıklarını rakiplerinin önüne serdi.

Peki bu hata bir “ahmaklık” sonucu muydu yoksa satrançta söylendiği gibi “zorunlu hamle” miydi?

Aslında ne biri ne de diğeriydi.

Esas sorun, yine stratejik planlamanın esaslarından biri olan “rakiplerini tanı” düsturuna uyulmaması ve UBP’nin........

© Kıbrıs Gazetesi