Türk askeri haksız servetlerin, hırsızların bekçisi değildir…
Kuzey Kıbrıs’ta kayıt dışı ekonominin alan büyütmesi, hayatın her alanını tehdit etmekte, hayatın her alanı için tehlike oluşturmaktadır.
Adaya dışarıdan aklanmak için gelen büyük paralar ve de buralarda çok kısa zamanda elde edilen servetler, “parayla her işlerini halletme” yolunda kullanılıyor.
Bu, bazılarına göre kestirme yoldur.
***
Her kademedeki karar vericiler, büyük boyutlu rüşvetlerle, en yalın tanımlamayla “satın alınmak” isteniyor ve ne acıdır ki başarılı da olunuyor.
Yıllar evvel, iş dünyasının, siyasilere mali katkısı, partilerin düzenlediği piyango biletlerinden alınarak olurdu…
Zamanla bu değişti… Gün geldi, bazı kişiler siyasilerin karşısına geçip, “Partinize yardım yapıyoruz da, siyaset yaparken sizin de paraya ihtiyacınız olur” dedi. Karşılarındaki siyasiler de memnuniyetle, partiye akan kaynak vanasını kapatıp, kendi yönündeki vanayı açtı.
Zamanla rüşvet düzenin adı, YENİ NORMAL, alan memnun, veren memnun oldu.
***
Temiz toplumdan yana olanlar, -yargının da mutlaka parçası olacağı bir süreçle-, RÜŞVETİN, HAKSIZ KAZANCIN KÖKÜNÜ KAZIYACAK ZEHİRLİ İLAÇLAMA İSTİYOR.
Bu istek çok geniş tabanlı olmakla birlikte, olabileceğine inanç çok düşüktür.
Arada birkaç günah keçisi üzerinden, GÜYA TEMİZ TOPLUM İÇİN HAMLE YAPILIYOR… O kadar…
Bu güne kadar bu hep böyle olmadı mı?
***
Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Milletvekilleri ve daha bazı önemli görev noktaları için, mal beyanı koşulu var.
Milletvekilleri ve bakanların, bu beyanlarını kapalı zarf içinde Meclis Başkanlığına verdiklerini biliyoruz.
Peki zarfın içinde ne yazıldığını toplum biliyor mu?
Özel koşullarda açılması zorunlu hale gelirse biline biliyor. Onun ötesinde bilinmiyor.
Aslında mal beyanı, NERDEN BULDUN? Sorusu da yanıtlanarak........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein