Bu dünyada, eşek işlemi gören, sadece eşekler değildir…
Eşeklerle ilgili yayınları, yazıları dikkat çıtamızı artırarak izler ve okurum.
Her fırsatta da EŞEKLERİ SEVERİZ AMA EŞŞEK DEĞİLİZ, derim, yazarım.
Bizim yakın tarihimizde en önemli olaylardan biri, 21 yıl önce, 24 Nisan 2004 Cumartesi günü Annan Planı için yapılan referandumda Kıbrıslı Türklerin % 65’le EVET demesidir.
Ertesi gün 25 Nisan 2004’te Hürriyet Gazetesinde Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ali Güler’in “Eşekler Uyanınca” başlıklı yazısı yayımlanmıştı.
O yazıyı kesip saklamıştım. Karpaz’daki eşek katliamının toplumsal rahatsızlığı gündemdeyken Prof. Güler tarafından kaleme alınan “Eşekler Uyanınca” yazısını bugün sizlerle paylaşmak istedim.
Yavaş yavaş, sindire sindire okuyalım…
Etrafımızda okumayanlar varsa onlara da okutun. Ve okuduktan sonra sakin sakin düşünün.
“Eşekler Uyanınca, başlıklı bir yazı başlangıçta oldukça yadırganabilir.
Türk argosunun önemli yarenliklerine eşlik eden bu sevimli hizmetli, Türkçe sözlükte şöyle tanımlanmaktadır.
‘Atgillerden uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, kaba, yeteneksiz, inatçı, canlı.’
Tüm suçu hizmette kusur etmemek olan bu evcil hayvana birçok sıfat yakıştırılmaktadır:
Eşeğe gücü yetmeyip semerini dövmek…
Eşeği düğüne çağırmışlar, ‘ya su lazımdır ya odun’ demiş…
Eşeğini sağlam kazığa bağlamak…
Eşek derisi........
© Kıbrıs Gazetesi
