menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Rum liderliği Kıbrıs Türk halkına karşı düşmanlık siyaseti yürütüyor

13 0
15.05.2025

Rum liderliğinin Kıbrıs Türk tarafını hedef alan mülkiyet davalarını sadece hukuki bir konu olarak değerlendirmeyip bireyleri doğrudan hedef alan sistematik bir cezalandırma süreci yürütmekte olduğugörülmektedir.

Başta sadece inşaat sektör temsilcileri ve müteahhitleri hedef alan yargılamaların, süreç içerisinde kapsamını genişleterek emlakçıları, eşdeğer mal sahiplerini ve alıcıları da hedef alan geniş bir kesimi içine aldığı görülmüştür.

Rum liderliğinin takip ettiği bu yöntem, sadece bireylerin temel hak ve özgürlüklerini ihlal etmekle kalmayıp aynı zamanda iki devlet arasında sürdürülmekte olan işbirliği sürecine dezarar vermektedir…

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum yönetiminin mülkiyet konusunda Kıbrıs Türk tarafını hedef alan girişimlerine karşılık olarak yaptığı yazılı açıklamasındason derece önemli konulara değindi. Aşağıda söz konusu açıklamaya dikkatlerinizi çekmek istiyorum.

– Rum liderliği, mülkiyet davalarında sistematik baskı ve korku politikası geliştirmiştir. Kıbrıs Türk Halkı, ayakları üzerinde durmak, ekonomik olarak güçlenmek ve uluslararası alanda hak ettiği yeri almak için büyük bir mücadele vermektedir. Kıbrıs Türk halkı, ne zaman kalkınma yolunda adımlar atsa, ne zaman uluslararası alanda sektörlerimiz görünür hale gelse, Rum liderliği sistematik ve organize saldırılarla halkımızı hedef almaktadır. Bu saldırılar, ekonomik baskı ya da siyasi hamle olmanın ötesine geçerek, uluslararası hukuku tanımaz niteliğiyle açıkça bir terör eylemi haline gelmiştir.

-Bu karanlık zihniyet, Annan Planı’nın ardından kendini net şekilde göstermeye başlamıştır. Annan Planı’nın ardından uluslararası toplum halkımızın iradesini yok saymış, verdikleri sözleri tutmamış ve haksız hukuksuz izolasyon zulmü bugünlere taşınmıştır.

-Bu süreçte Rum liderliği, bir yandan çözüm arayışındaymış gibi görüntü verirken, diğer yandan mülkiyet meselesini bahane ederek davalar başlatmış ve insanımıza karşı sistematik bir baskı ve korku politikası geliştirmiştir. Bu baskıcı siyaset, halkımız tarafından bilinen bir anlayışın yani 1960’ta Kıbrıs ortaklık Cumhuriyeti’nin silah zoruyla yönetimi gasp eden zihniyetin bugüne taşınan bir uzantısıdır.

– 1963’te Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ortaklık yapısı tek taraflı olarak değiştirildiğinde, Kıbrıs Türkleri devlet yönetiminden silah........

© Kıbrıs Gazetesi