menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 5. yıl dönümü – 2

9 0
25.06.2025

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “İradenin Yolunda: Egemen Eşitlik, Uluslararası Eşit Statü 2020-2025” başlığı altında düzenlediği basın toplantısında dikkat çeken kısımlarını dikkatlerinize sunmaya devam ediyorum.
-Kıbrıs Türk’ü için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi, müdahale hakkı ve adadaki askeri mevcudiyeti vazgeçilmezdir.
-Bu güvenlik kalkanı sadece geçmişten gelen bir hak değil, aynı zamanda bugünün dünya ve bölge jeopolitiğinde bir zorunluluktur.
-Kısaca vurgulamam gerekirse bizim için “milli dava”, sözde çözüm adına 1960’ta bir ortaklık devleti olarak kurulmuş Kıbrıs Cumhuriyeti’ne el koyan Rum’a boyun eğmek değildir.
-Bizim için “milli dava” anlamını yitirmiş içi boş müzakere sloganları değil, Kıbrıs Türkünün ve devletimizin özgür, bağımsız ve refah içinde gelişimini sağlamak, çocuklarımızın geleceğine ve vatanımıza sahip çıkmaktır.
-Milli dava için örnek aldıklarımız; Erenköy’de, Geçitkale’de, Baf’ta, Muratağa, Atlılar ve Sandallar’da, Kıbrıs Türkünün olduğu her yerde mücahitlik yapan ve bu yolda hayatlarını feda etmekten çekinmeyen cesur kuşaklardır.
-2021’de Sayın BM Genel Sekreteri Guterres’le gerçekleştirdiğimiz zirvede, Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlarının şahitliğinde Rum lidere vizyonumuzu en net şekilde ifade ettim.
-Zirvenin ardından çıkan ilk karşı ses yine içimizden yükseldi. Ama kulak asmadık. Adil ve kalıcı bir çözümün, ancak tarihsel haklarımızın teyidiyle mümkün olabileceğini en üst perdeden dile getirdik.
-Ortak zemin bulunmadan, geçmişi tekrar ederek, çökmüş, tüketilmiş zeminde müzakereye oturmanın hiç bir anlam ifade etmeyeceğini açıkça belirttik.
-Sayın BM Genel Sekreteri Guterres sesimizi duydu. Bu nedenle ortak zemin var mı yok mu bakmak için bir “Kişisel Temsilci” atadı. Bu süre zarfında çok taraflı bir diplomasi yürüttük.
-İzolasyonun ne demek olduğunu ete kemiğe büründürerek anlattık. Raporlarda “endişe” olarak tanımlanan bu ablukanın, temel insan haklarımızı hedef aldığını kayda geçirdik.
-Öte yandan, kimilerinin ısrarla iddia ettiği gibi görüşmelerden kaçan taraf asla biz olmadık.
-Altı maddelik öneri paketimizi ilettik. “Gelin, adadaki fiili gerçeklerden hareketle, iki devletli, sonuç odaklı ve zaman sınırlı görüşmelere başlayalım” dedik.
-Ancak Rum tarafı tüm bu iyi niyetli ve mevcut koşulları........

© Kıbrıs Gazetesi