Geçtiğimiz günlerde bir yazımızda, “Ellerinden gelse uçan kuşu da Kuzey Kıbrıs’a bırakmayacaklar” demiştik. Afzal Khan olayı bunu bir kez daha doğruladı. Birleşik Krallık Milletvekili Khan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) geldi ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı ziyaret etti diye adeta kıyamet koptu ve Rumlar tarafından aforoz edildi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Milletvekili Afzal Khan’ın, baskılara maruz kalmasını eleştirirken, Rum liderliğinin 1963 zihniyetinin hiç değişmediğini söyledi. Tatar, “Bu ilkel ve tahakkümcü Rum zihniyetinin yeni bir yansımasıdır. Seçilmiş bir milletvekilinin sırf Kıbrıs Türk halkıyla temas kurduğu için Birleşik Krallık’ın Türkiye Ticaret Elçiliği görevinden istifaya zorlanması, demokrasiye ve eşitliğe inanan herkes açısından ibretliktir” ifadelerini kullandı.

Meclis Başkanı Ziya Öztürkler de, “Sözde demokrasi havariliği yapanların istifa için baskı yapması ifade özgürlüğüne ve diplomatik diyaloga tahammülsüzlüklerinin göstergesidir” dedi. İngiltere merkezli ‘Freedomand Fairness for Northern Cyprus Campaign’ de, Khan’ın Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret etmesinin ardından görevinden istifaya zorlanmasının ‘utanç verici’ olduğunu kaydetti.

Tüm bunlardan sonra, Rum hükümet sözcüsü Letimbiotis, milletvekili Afza Khan’a KKTC’yi ziyaret ettiği gerekçesiyle yaptıkları baskıyı savundu ve “Egemenlik hakkımızı kullandık, zorbalık yapmadık” dedi. Yani Kuzey’de de egemenlik hakları olduğunu dile getirmeye çalıştı. Kıbrıs’ta en önemli mesele de bu değil midir? Ambargolar ve izolasyonlarla Kıbrıs Türk halkını kuzeye hapsedecekler, ‘Tüm adanın egemeni biziz’ diyerek, gerçek niyetlerini ortaya koyacak, ‘Müzakerelere kaldığı yerden başlayabiliriz’ şeklindeki söylemlerle de dünyayı kandırmaya çalışacaklar.

Egemenlik, kontrol ve denetim altında bulundurduğun bölgede tam söz hakkına ve yetkiye sahip olmaktır. Egemenlik lafla olmaz, kâğıt üzerinde de olmaz. Fiilen olması lazım. Rum sözcünün iddiaları boş laflar olduğu gibi, gerçekle ve demokrasiyle........

© Kıbrıs Gazetesi