menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Halkı tedirgin ederek bir çözüme varılamaz!

7 0
17.05.2025

Kıbrıs Türk halkı 21 Aralık 1963’ten beri insanlığın yüzkarası olan ambargolar ve izolasyonlar altındadır ve bunun bilinci içinde bu topraklarda var olmanın kutsal mücadelesini sürdürmektedir. Bu halkın çeşitli sıkıntılara maruz kalması, cumhuriyet döneminde, hatta öncesine bile dayanmaktadır. Demek istediğimiz bu fedakâr halk, feleğin çemberinden geçerek bu günlere ulaşmıştır.

Bu gerçekleri bilmeyenlere veya bilip de susmayı tercih edenlere hatırlatmak isteriz.

Gelinen noktada, Birleşmiş Milletlerin (BM), özellikle de Avrupa Birliği’nin (AB) bu gerçekleri bilmemesi mümkün mü? En azından 24 Nisan 2004 Annan Planı referandumundan bu yana olan gelişmeleri ve verilen sözlerin yerine getirilmediğini biliyorlar. Bu gerçekler ortada dururken, bu ülkede bir çözüme varabilmek kolay mı?

Hele son zamanlarda Rum Yönetimi’nin atını nallayıp da yerli ve yabancı yatırımcıların, bu arada mülk bahanesiyle insanları haksız yere tutuklama gibi yöntemlerle baskı altına alma girişimleri kabul edilebilir değildir.

Bu arada Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum tarafına “Lütfen sağduyulu olun, haydut girişimlerden vazgeçin” çağrısında bulundu. Tatar, insanları haksız yere tutuklamanın doğru olmadığını, bundan bir şey kazanmanın mümkün olmadığını belirtti ve hukuk yoluyla bunu püskürteceklerini söyledi. Tatar ayrıca KKTC’ye yönelik saldırıları püskürtmenin de birlik ve beraberlikten geçtiğini ifade etti.

Başbakan Ünal Üstel de, ‘Halka Hizmet Yolunda........

© Kıbrıs Gazetesi