menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Erenköy destanının öncesi ve sonrası…

15 0
previous day

Kıbrıs Türkü, bugünlere kolay gelmedi. Çok zor koşullar altında mücadele etti, direndi ve sonunda Türkiye’nin müdahalesi ile özgürlüğüne kavuştu. “Bu topraklarda en az sizin kadar benim de hakkım var.” demeseydi, ilk günden beyaz bayrağı çekmiş olsaydı, Kıbrıs, Yunanistan’a ilhak edilecek ve her yıl dönümünde coşkulu bir şekilde kutlanacaktı.

İşin kolayı idi bu! Ama Kıbrıs Türk halkı buna razı değildi. Boynu bükük yaşamaktansa, mücadele etmeyi ve direnmeyi tercih etti. ‘Mevzi inşa edilebilir’gerekçesiyle değil çimentoyu, Allah’ın çivisini bile yasaklamışlardı. Yeşil sebze-meyveye, ota hasret kalınmıştı. Çünkü herkes mücahitti ve üreten kalmamıştı. Kalsalar bile abluka altındaydık ve toprağın yüzde 3’üne sıkıştırılmıştık.

Bu toplum, toplu katliamları Bosna’dan, Myanmar’dan, Gazze’den çok daha önceleri görmüştü. Bu yüzden Şanlı Erenköy Destanı öyle bir günlük yazı konusu değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ilanına giden yolda mihenk taşıdır, ateşleme fişeğidir. Direniş olmasa, Türk uçakları da müdahale etmemiş olsaydı, Ada’da ne Türk varlığı kalırdı ne de KKTC olurdu.

Allah rahmet eylesin, Barış Harekâtı dönemi hükümetin Başbakanı Bülent Ecevit, Kıbrıs’la ilgili konuşmalarında hep vurgulamıştı. “Siz direnmeseydiniz, biz gelemezdik.”........

© Kıbrıs Gazetesi