Dr. Ahmet Tandoğdu: “İki devletli çözümün sonuna kadar arkasındayız… 50 yıldır ‘federasyon’ diye diye bu günlere geldik… Daha aklımız başımıza gelmedi mi?.. Yan yana Avrupa Birliği’ne üye iki komşu ülke bence en iyi ve en barışçı çözüm modelidir… Bu tezimizin hayırlısı olsun…”
***
İlhan Bora: “Avrupa’nın ortasında soykırım oldu mu? Oldu… Bosna’da, Gazze’de aylardır vahşet ve soykırım devam etmiyor mu? Ediyor. Kıbrıs Türkü soykırıma uğradı mı?.. Uğradı.
Yani ilk önce can güvenliği gelir.
BM, Avrupa Birliği bunları önledi mi? Yok… Bir şey yapabildi mi BM, ya da AB? Yok…
Başka söze gerek yok o zaman… Ne federasyonu?.. Ne BM’si?.. Ne AB’si ya?…”
***
Mustafa Kortun: “Rum tarafı 1963’te, zaten var olan fonksiyonel federasyona dayalı cumhuriyeti yıkmıştı; ENOSİS amacıyla.
Bugün en keskin EOKA varisçisi ENOSİS’çi Rum partilerin destekledikleri ve seçtirdikleri bir Rum lider var karşımızda… Adam masada Hristomakarios sahada ise Hristogrivas.
4’ncü KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da her ‘Rum tarafı zihniyet değiştirmelidir’ dediğinde, karşıtı Nikos Anastasiades ‘zihniyetini asıl Akıncı değiştirsin’ diye yüksek perdeden cevabi demeçler verirdi hemen, hiç zaman kaybetmeden.
Bu iş nereye varır böyle giderse? Rum, AB ve ABD, Fransa veya diğer destekçilerinin ittirmesi ile 1974 öncesi günlere dönemeyeceğini anladığı zaman, toprak karşılığında iki devlet tezini bizzat kendisi getirecektir…
Ancak o saydıklarım şimdilerde Rum-Yunan tarafına ümit vererek Kıbrıs sorununu bölgedeki politikalarında çok kullanışlı bir enstrüman olarak görmeyi ve kullanmayı sürdürüyorlar.
MAÇA DEVAM ETMEKTEN BAŞKA DA ÇARE KALMIYOR O ZAMAN.
Adada iki AB ve NATO üyesi Kıbrıslı Türk ve Rum devletleriyle; yine iki NATO ve AB üyesi Türkiye ve Yunanistan, Doğu Akdeniz’de batılıların ve o çok sevgili İsraillerinin de çıkarlarını koruyacak dengeleri kurabilir diye düşünüyorum. Yeter ki 21’nci yüzyıl Haçlı zihniyetinden........

© Kıbrıs Gazetesi