Kaba güç karşısında hakkın ve hukukun yok sayıldığı, güçlünün güçsüzü ezmesinin siyasete dönüştürüldüğü dünyamızda elbette ki ülkelerin ve insanların güvenliği giderek önem kazanmaktadır… Güvenliğinin korunmasında kendini yetersiz görenler garantör aramaktadırlar… Hiç de haksız değiller…

Ukrayna yönetimi savaşı durduracak olası bir anlaşmada garantör istiyor mesela şimdi… Ülkenin ve halkının güvenliğinin korunması gerektiğinin altını önemle ve ısrarla çiziyor…

Gazze’de alabildiğine tırmandırılan ve açık seçik soykırıma dönüşen savaş suçları güçsüz ve garantörsüz bir ülkenin başına neler gelebileceğinin dehşetengiz göstergesi olarak tarihin karanlık utanç sayfalarına devamlı yazılıyor… Her an uygulanan yeni ve pervasız bir vahşetle… Gazze’deki korumasız halkı yok etmek için insanlık dışı her yöntem deneniyor… İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ülkelerin silah gücüyle işgalinin artık önlenebilmesi ve insan haklarının hunharlıklara karşı korunabilmesi amacıyla oluşturulan Birleşmiş Milletler acizleştirilen haliyle o misyonunu yerine getiremez durumlara düşürüldü… Kimler tarafından? Adolf Hitler mantığının sürdürülmesinde yarar gören emperyaller tarafından…

Avrupa’nın ortasında, Avrupalıların ve dünyanın gözleri önünde Müslüman Bosna halkına yapılanlar, özellikle de adeta BM gözetiminde gerçekleştirilen Srebrenitsa soykırımı öne çıkarılarak esef ve acıyla anılıyor…

Karanlık Afrika’da ve Orta Doğu’nun çeşitli yöresinde ve hatta Asya’nın derinliklerinde hiç dur durak bilmeden mazlumlara karşı gerçekleştirilen katliamlar ise karanlıkta kalmakta ve insanlığın bilgisine dahi........

© Kıbrıs Gazetesi