menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

9 günde doludizgin İzmir’e ulaşan öfke fırtınası

15 0
09.09.2025

Bugün iki tarihi gururumuzun yıldönümünü birlikte kutluyoruz… Bunlardan biri işgalci Yunan’ın İzmir’de denize dökülmesiyle Türk kurtuluş savaşının fiilen tamamlanması, diğeri ise Lefkoşa’mızın Türkler tarafından fethinin yıl dönümü…
Bugün İzmir’de son noktası konulan Türk kurtuluş destanını, yarın ise Lefkoşa’mızın fetih yıldönümünü yazacağım…
1922’nin 30 Ağustos’unda işgalci Yunan’ın, dönemin savaş uzmanlarınca “aşılamaz” denilen siperlerini darmadağın eden Kuvay-i Milliye orduları, perişan Yunan’ı doludizgin önüne katarak İzmir’e dek kovalamış ve oradan da külliyen denize dökmüştü…
O zamanın tekniğinde ve ulaşım koşullarında bu hızlı kader kovalamasını 9 günün içinde nasıl başarmıştı Kuvay-i Milliye ruhu?
Bu sorudan sonra sözü Türkiye’nin en çok okunan köşe yazarı Yılmaz Özdil’e bırakacağım… Özdil’in 30 Ağustos Zafer Bayramı yazısını okuyanlar, Kuvay-ı Milliye askerlerinin en yüksek subayından eratına dek nasıl bir hınç ve öfke içinde olduğunu derin bir yürek acısıyla anlarlar… Adım adım kurtardıkları vatan topraklarında istilacı Yunan’ın vicdansız ve ahlâksızca yaptığı zulümleri gören her Türk askeri, artık önünde durulamaz bir intikam ve öfke fırtınasına dönüşmüştü…
Yılmaz Özdil belgelere dayanan Yunan mezalimini söz konusu yazısında bakınız nasıl anlatıyor:
“İlk toplu katliam Aydın’da yaşandı… İnsanları camiye topladılar, ateşe verdiler… 106 kişi diri diri yanarak can verdi… Pencerelerin demirlerine yapışmış çocuk elleri vardı.
Son nefesini verene kadar tecavüz edilen kadınlar vardı… Irzına geçildikten sonra elleri bileklerinden kesilip, cinsel organına sokulan 10 yaşında kızlar vardı… Yaşadıkları nedeniyle aklını yitiren kız çocukları vardı… Eşlerinin önünde erkeklik uzuvları kesilen, kendi erkeklik uzuvları ağızlarına sokulan erkekler vardı.
Üç yıl iki ay sürecek işgal kâbusu, işte böyle başlamıştı.
(İlçe ve köy isimlerini özellikle vermiyorum. Ama, devletin arşivlerinde ve Türk Tarih Kurumu’nun belgeli kitaplarında hepsinin tek tek listesi var. O dönemin üzerinde 14 yıl çalıştım, bu yazıda gözlerinize inanamayarak okuyacaklarınızın fotoğrafları bile var.)
Kadınları çırılçıplak sokaklarda gezdiriyorlardı.
........

© Kıbrıs Gazetesi