Neden Osmanlı-Türk düşmanlığı?
Yıllarca Haçlı intikam duygusuyla Türk düşmanlığı yapan, sözde Avrupalı dostlarımız, zaman zaman içimizdeki hainlerle de işbirliği yaparak, Osmanlı İmparatorluğunu parçalamaya yönelik çalışmalar yapmışlardır.
Bu dönemde Sultan Abdulhamid Han’ın hangi şartlar altında tahta çıktığına bakacak olursak, olayların perde arkasındaki gerçekleri daha net teşhis ederiz. Avrupa’nın Osmanlı’ya “hasta adam” gözüyle baktığı bir sırada, devletin maliyesi “S.O.S.” vermekte, yer yer isyanlar çıkmaktadır. Bu sıkıntılı dönemde Abdülhamid Han göreve gelmiştir.
İngilizlerin verdiği paralarla, Osmanlı düşmanlığını körükleyen Hüseyin Avni, Mithat Paşa, Rüştü Mahmut, Celaleddin ve Nuri Paşalar, Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendiler, Sultan Abdülaziz’i tahttan indirmişler ve onu acımasız bir şekilde katletmişlerdi. Yerine Şehzade Murat getirilmişse de sürekli hastalığı nedeniyle o da üç ay sonra görevinden ayrılmıştır. Bunun üzerine Abdülhamid Han 34 yaşında, 31 Ağustos 1876 Perşembe günü bir merasimle tahta çıktı.
Bu sıralarda Bosna-Hersek, Bulgar ayaklanmaları, Sırp isyanları, Karadağ Savaşları, Girit’te içten içe kaynamalar devam ediyordu. Sultan, bütün hükümet üyelerini, üst düzey görevlilerini saraya davet edip, onlara yemek verdi. Birlik ve beraberlik çağrısı yaptı, halkın arasına girip, onlarla birlikte namaz kıldı, dertlerini dinledi. Sultan’a güven duygusu arttı. Her şey olumlu sonuç verdiği bir sırada, İngilizler bu gelişmeden rahatsız oldular. Osmanlı topraklarına ajanlar yolladılar, halkı devlete karşı isyana teşvik ettiler.
İngilizlerin desteği ile Mithat Paşa Hükümeti, seçimlerde gayrimüslimlerin meclise girmeleri için oldukça çaba gösterdi ve bu sayede çoğunluğu sağladı. Meclis kürsüsünden Rusya aleyhine konuşmalar yaptı. Rusya’nın tepkisini Osmanlı İmparatorluğu’nun üzerine çekti. Mithat Paşa, kendine engel olan Sultan’a karşı planlar hazırladı. Namık Kemal, Ziya Paşa, Rüştü Paşa ve kendisini destekleyen azınlık milletvekilleriyle gizli bir toplantı yaptılar ve; “Âli Osman yerine, neden Âli Mithat olmasın” dediler. Akabinde Müslüman Türklerin çoğunluk olduğu illere, gayrimüslim asıllı valiler gönderildi.
Halk bu uygulamadan oldukça tedirgin oldu. Sultan, bu gelişmelerin farkındaydı. Kanun-i Esasi’nin kendine verdiği yetkiyi kullandı ve Sadrazam Mithat Paşa’yı görevden aldı.
Mithat Paşa’nın yaptığı yanlışlığın sonucunda Rusya (1877) Osmanlı’ya resmen savaş ilan etti (93 Harbi). Sultan, siyasi olarak İngiltere’yi devreye soktu, Rus Savaşı’nı anlaşmayla sona erdirdi. Azınlık üyelerin........
© Kayseri Gür Haber
