menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Paçozluğun egemenliği

46 24
14.09.2025

‘Siyaset’in atlarla alakası var. Siyaset kelimesi ‘seyislik’ten geliyor. Seyislik, at bakımıyla, atın idaresiyle hatta atı zapt etmeyle ilgili bir meslek.

Alıştırılmış, ehlileştirilmiş bir atın yönetilmesi, zapt edilmesi büyük bir sorun değil.

Yemini verirsin, suyunu içirirsin, at çektiğin yere gelir, bağladığın yerde durur.

Binersin seni taşır. Yük yüklersin yükünü taşır.

Ama at huysuzsa atı yatıştırmak ve yönetmek için gerçekten ‘siyaset’ yapmanız gerekir.

Rahmetli Hüseyin dedem (asker değildi ama lakabı yüzbaşıydı) bir gün Ağdaş yaylasından köye huysuz bir atla gelmiş.

Yol uzun. Hem de sarp. Derin vadiler, yüksek dağlar aşıp geliyorsun. Yayan 8-10 saat sürer. Artık dedem atla kaç saatte geldi bilmiyorum.

Yüzbaşı fakir adam, atla gelmesi komşuların dikkatini çekiyor.

Nasıldı atla gelmek diye soruyorlar.

“Bırak Allahını seversen” diyor dedem, “At mı beni taşıdı ben mi atı taşıdım bilemedim.”

(Bir hatıra canlanıp yazının arasına girmeye çalıştığında yazı müsaitse ben de müsaade ediyorum. Hatıra ziyan olmasın.)

Yani siyaset, atın üstüne binip tıngır mıngır gitmek değildir her zaman.

Bazen at seni taşır bazen sen atı taşırsın.

Siyaset ve yönetim bilimi ayrı disiplinlerdir.

Ancak, Prof. Dr. Ömer Dinçer’in ‘yönetim ahlakı’na dair kitabından bahsederken iki disiplini birbirinden uzak tutamazsınız.

Malum, Ömer Dinçer hem bir yönetim bilimi hocası hem siyasetçi.

Kitabın adı “Devlet ile İnsan.” Kapağı tasarlayan arkadaş (kitapta yazılı olsaydı adını........

© Karar