menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Fazlasını istemiyorum sadece ettiklerinizi

43 0
22.08.2025

Şehrinizden çıkıyorsunuz. Vedalaşmanız gerekenlerle vedalaştınız. Arkanızı döndünüz. Yürüyorsunuz. Arkanızda şehriniz; siz uzaklaştıkça şehrinizin evleri küçülüyor. En son uzaktan caminizin minaresini görebiliyorsunuz, gün batarken, son ışıklar ve son bulutlar ufku sarhoş edici bir kızıllığa boyarken şehrinize son bir kez baktınız.

Bir daha ya nasip!

İçinizde düğümler.

Her adımda düğümlerinizden birini çözüyorsunuz.

Çözülürken acıyor.

Güzel, hüzünlü hatta bir veda sahnesi değil mi?

Hiçbir Filistinli şehrini böyle terk edemedi. Daima zorla çıkartıldılar şehirlerinden.

“Vatanımız mühürlendi” diyor Filistinli tarihçi Arif el-Arif Naqba’yı anlatırken.

Evleriniz, bahçeleriniz, ağaçlarınız, çiçekleriniz gasp ediliyor. Bir daha dönemiyorsunuz. Uzaklardan, şehrinizi göremeyeceğiniz bir mesafeden Nablus’a, el-Halil’e, Ramallah’a doğru özlemle, içiniz kanayarak bakabiliyorsunuz.

Naqba, büyük felaket. Filistinli şair Mahmut Derviş Naqba’yı “Gelecekte de devam edeceği ortada olan genişletilmiş bir şimdiki zaman” olarak tanımlıyor.

İsrail, o günlerden beri yani neredeyse 80 yıldır işgalci.

Yani 80 yıllık bir şimdiki zaman.

7 Ekim’i milat yapanlar tamamı acılarla, ayrılıklarla, katliamlarla, zulümlerle doldurulmuş olan bu 80 yıla hiçbir kıymet atfetmiyorlar.

Öldürülmüş, yakılmış, yok edilmiş bir 80 yıl.

Hiçbir şey 7 Ekim’de başlamadı. 7 Ekim bu 80 acı yılın bir noktasını teşkil ediyor sadece. Şiddetin, zulmün kesafetini arttırdığı bir........

© Karar