Allah hakkında suizan
“Zaruriyyat-ı hamse” veya “külliyyat-ı hamse.” Beş zaruret ya da beş külli amaç. Dini, aklı, canı, malı ve nesli koruma.
Bunu ilk İmam-ı Gazali’den okumuştum. Bu beş gayenin hayatın bütün yönlerini kapsadığını, İslam’ı anlarken bu ilkelerin yol gösterici olabileceğini düşünmüştüm.
İnsanların haksızlıklara, kötülüklere, zulümlere Allah’ı ortak etmekteki akıl almaz maharetlerini gördükçe bu düşüncemin her zaman geçerli olamayacağı kanaatine vardım.
Güçlüler, muktedirler, sultanlar, şeddatlar, yaptıkları kötülüklere Allah’ı ortak etmeğe hazır ruhbanlar bulmakta hiç zorluk çekmemiş.
Şimdiye kadar çekmemişler, şimdi de çekmiyorlar.
Bunlardan güzel neticeler çıkarmak için zannediyorum evvela din hakkında, Allahu Teala hakkında hüsnü zanna ihtiyacımız var.
Hüsnü zan tabirinin Allahu Te’ala hakkında bu şekilde kullanılması pek adetten değildir.
Şunu kastediyorum.
Allahu Teala’nın insanların iyiliğini murad ettiğini, dini insanları iyiliğe yönlendirmek için gönderdiğini, insanları iyi ile kötü arasında tercih yapmakta özgür bıraktığını, iyiliği çok ödüllendirdiğini kötülüğü mesela zulmü, haksızlığı, adaletsizliği sevmediğini ve cezalandırdığını düşünmek hüsnü zan sayılır.
Bunun tersi, Allah’ın kullarına, mahlukatına, yarattıklarına, eşyaya bile zulmettiğimizde bizim tarafımızı tuttuğunu düşünmek Allah hakkında sui zandır. Bir bakıma Allah’ın el-Adil olmadığına inanmaktır.
Zannediyorum, yeryüzündeki kötülüklerin çoğunun kaynağı Allah hakkında suizandır.
Bunlar zihnimi serbest bıraktığımda vardığım yerler.
Faydalı olduğunu düşünen faydalanır, düşünmeyen düşünmez.
Benim düşüncelerim bir kenarda........
© Karar
