“Sırat Köprüsü”nden tuttuğunu at aşağı!
Diyelim ki yaşadığımız ülkenin şartları, ikamet ettiğimiz muhitin eğilimleri, annemizin, babamızın, arkadaşlarımızın, okuduğumuz mekteplerin etkisi, tanıdığımız hocalardan, yazar çizerlerden edindiğimiz intibalarla din hakkında bir fikir sahibi olduk.
Sünni bir çevrede doğup büyüdüğümüz için Sünni’yiz. Şii bir çevrede doğup büyüdüğümüz için Şii’yiz. Dedelerimiz ninelerimiz Alevi olduğu için Aleviyiz.
Ağaç kovuğundan çıkmadığımızı, bizim de bir aileden, bir muhitten geldiğimizi başkalarına da kendimize de ispatlayabilecek durumdayız.
Bir itikadımız var, cebe koyduk.
Şimdi ne yapalım?
En iyisi bizim itikadımızdır, çünkü bizim itikadımızdır.
Başkalarının itikadı başkalarınındır, dolayısıyla kötüdür, yanlıştır.
Öyleyse hemen kendi itikadımızı övmeye, başkalarının itikatlarına verip veriştirmeye başlayalım.
Oğlum, senin bu işte fazla bir dahlin yok, annen baban Sünni olduğu için Sünni, Şii olduğu için Şii oldun.
Herhangi bir düşünceyi, ilmi, akideyi tahkik etmedin.
Çok erken davranmıyor musun başkalarının itikadına atıp tutmakta?
Hayır, ne kadar erken davranırsam o kadar iyi. O kadar da sevap.
Şiiler sapık. Aleviler Kızılbaş, Sünniler Yezitçi. Bu üçünün dışında kalanlar daha da sapık, ila cehenneme zümera!
Herkesin kendi zaviyesini geçerli kabul edersek bütün Ümmet-i Muhammed cehennemde!
Birbirini cehenneme atmaya bu kadar teşne bir Ümmet!
Bu hususa Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da temas........
© Karar
