menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye'de kiralar neden bu kadar çok yükseldi?

16 0
19.08.2025

Bir kurumun üst düzey yöneticiliğinden emekli bir dostum anlatıyor:

-“2017’de emekli olduğum zaman aldığım emekli maaşı 1.500$, oturduğum sitedeki dairenin kirası 500$ idi. O zaman maaşımın kira ödemesi dışında kalan miktarıyla geçinebilir durumdaydım.”

-“Bugün aylık maaşım 1,600$; oturduğum dairenin kirası ise, aylık aidat miktarıyla birlikte 1,650$…Maaşımın tamamı, sadece kiraya yetmiyor”

Bir başka örnek:

“2023 Nisan’ında Ankara Batıkent’te yeni
iskan edilen 4 1 dairenin satış fiyatı 8 milyon; aylık kirası 17-18 bin TL idi…2025 yılı Ağustos ayında aynı dairenin satış fiyatı 12.5 milyon iken; yeni girecek kiracı için aylık kirası 65-68 bin liraya yükseldi. Yani 2 yıl 4 ay gibi bir sürede daire fiyatı W artış gösterirken; kira bedeli (0 artış kaydetti.”

Türkiye’de eskiden beri dalgalanmalara maruz kalan konut sektörünün 2020 sonrası uğradığı üretim daralması ve özellikle 2022 sonrasında hızla artmaya başlayan kiraların 2025’de astronomik düzeylere yükselmesi; ciddi bir konut darboğazı ve kira krizi içinde yaşamakta olduğumuzu gösteriyor.

Bu nasıl oldu? 2000’lerin başından itibaren anlatalım:

-2003-2013 Arası “Bol Döviz, Ucuz Kredi, Değerli TL, Yapay Refah” Dönemi:

2002 sonrası, ABD’den ve Batı ülkelerinden sermayenin gelişmekte olan ülkelere yönelmesiyle birlikte, Türkiye’ye “ucuz kredi” ve sıcak para akmaya başladı. Ancak, gelen kaynak üretken ve uzun vadeli yatırım alanları yerine; gayrimenkul/inşaat yatırımlarına ve ithalata yöneldi.

Ucuz döviz, değerli Türk Lirası, bol kredi ve sermaye ile inşaat sektörü hızlı bir büyüme sürecine girdi. Ucuza ithal edilen yabancı inşaat malzemelerinin ve ucuz yerli girdilerin sağladığı düşük inşaat maliyetleri; orta gelirli 2-3 kişilik ailelerin bile düşük faizli uzun vadeli kredilerle 180-220 m2 arası 4 1 daireleri kolaylıkla satın alabilmesini sağladı. Büyük daireler o kadar uygun şartlarla alınabiliyordu ki, kimse 2 1 dairelere itibar etmez oldu.

Ancak bu refah, ekonominin reel büyümesinden ve üretim artışından değil, gelip geçici dış sermaye akışı ve döviz bolluğundan kaynaklanıyordu; dolayısıyla hakedilmemişti.

Bu dönemin “yalancı bahar” olduğu, ABD Merkez Bankasının faizleri yükseltmeye başlaması sonucu sermaye akışının tersine dönmesiyle ortaya çıktı.

-2013-2018, Sermaye Girişlerinin Azalması ve İlk Döviz Şokları:

2013’de FED’in parasal sıkılaşmaya gideceğini açıklamasıyla Türkiye’ye yönelik sermaye akışının ciddi ölçüde azalması, TL’nin yapay değerlenmesinin sona ermesine ve dövizin hızla pahalılanmasına yol açtı. TL’nin değer kaybetmesiyle ithalat pahalı hale geldi.

Böylece, inşaattaki pek çok kalemin ithal girdilere bağımlılığı yüzünden, inşaat........

© Karar