menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Korku matriksi: Suç ağının ve mafyanın sistemleşmesi

6 1
13.05.2025

Kuralların ve hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu, kamu güvenliğinin ve adaletin gereği gibi sağlandığı güçlü ve gelişmiş toplumlarda, devletin “görünmeyen bir gücü” vardır.

Bir toplumda güvenlik ve adaletin var olduğunu kanıtlamak için, ortalarda havalı üniformalarıyla, silahlarıyla, çakarlı arabalarıyla dolaşan güvenlik güçlerine; azametli adalet saraylarına, yüzbinlerle ifade edilecek yargı görevlileri kadrosuna gerek yoktur.

Devletin gücü, güvenlik ve adalet mekanizmalarının istikrarlı işleyişiyle, görevlerini aksatmadan zamanında ve usulüne uygun yerine getirmeleriyle; kamu vicdanında “adaletin yerini bulduğu,” ”suçluların hakettikleri cezalara çarptırıldıkları” algısının ve inancının pekiştirilmesiyle gösterilir.

Böyle bir düzende, herhangi bir suç tehditinin, kargaşa ve tehlike ortamının farkına varmazsınız. Toplumda sükunet hakimdir. Önleyici güvenlik hizmetleri, suçluların takibi, yargılama ve cezalandırma süreçleri kendiliğinden ve herhangi bir aksama ve müdahale olmaksızın işler.

Sokaklarda çetelerin cirit attığı, masum ve dürüst insanların adi suçluların veya organize suç şebekelerinin saldırı, gasp ve çökme tehditi altında bulundukları; hakları gaspedilenlerin kaybettikleriyle kaldıkları toplumlarda ise bunun aksi geçerlidir.

Böyle bir düzende, suç florasının varlığını ve tehlike atmosferini iliklerinize kadar hissedersiniz. Medyada her gün suç şebekelerinin çökertildiğini; gasp ve cinayet zanlılarının tutuklandıklarını, yargılandıklarını ve çeşitli cezalara çarptırıldıklarını izlersiniz. Ancak, verilen cezalar etkisiz ve yetersizdir. Çoğu, delil yetersizliğinden ve ceza infaz indiriminden yararlanarak fiilen hiç yatmadan cezaevinin bir kapısından girip öbür kapısından çıkar. Hapse atılanlar ise, şaşırtıcı bir biçimde “iyi halden,” “şartlı tahliyeden” ve “açığa çıkma” gibi fırsatlardan yararlanarak kamu vicdanında haklı görülemeyecek kadar kısa sürelerde salıverilirler.

Hal böyle iken, organize suç şebekelerinin ve mafya gruplarının toplumdaki güçleri, ne kadar korkutucu ve başarılı oldukları, medya haberleri ve videolarla yediden yetmişe herkesin zihnine yerleştirilir. Nitekim Türkiye’de herhangi bir sosyal medya platformunda gezinen bir kişinin, organize suç örgütü ve mafya liderlerini yücelten, onları yiğitlik ve kahramanlık simgeleriyle özdeşleştiren, ne kadar karizmatik ve namlı olduklarını vurgulayan kliplere ve tanıtım videolarına rastlamaması mümkün değildir.

Denklem gayet basittir: Eğer toplumda güvenlik ve adalet hizmetini gereği gibi yerine getiren güçlü bir devlet yoksa, toplumsal yapıya “suç florası” hakim olur, otorite ve çekim merkezine illegal yapılar ve oluşumlar yerleşir. Suç ağı ve mafya düzeni sistemleşir.

Gerek yasal meşruiyetin, gerek kanunsuzluğun geçerli olduğu toplumlarda; kaba güce boyun eğmeyi veya hukuka bağlılığı sağlayan temel ve........

© Karar