menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ekonomide “metabolik sendrom” ve “çoklu sistem yetmezliği”

12 1
18.07.2025

Son 60 yıldır, her 7-8 yılda bir döngüsel krize girmek, neredeyse Türk ekonomisinin temel karakteristiği haline geldi.

Geçmişteki 1-2 yıl sürenlerden farklı olarak 4-5 yıl gibi uzunca bir süredir içinde yaşamakta olduğumuz son ekonomik krizin ortaya çıkardığı tablo; hızla artan ve ’lere kadar yükselen tüketici enflasyonu, temel gıda ve barınma maliyetlerindeki sert yükseliş, Türk Lirası’nın tarihi değer kaybı, işsizlik oranlarının yüksek seyrini koruması ve sanayide daralan kapasite kullanımı gibi çok sayıda gösterge üzerinden somut biçimde izlenebilmektedir. Bu bağlamda, döviz kuru sürekli yükselme eğilimi göstermiş, Merkez Bankası rezervleri ciddi şekilde erozyona uğramış, cari açık artmış ve hanehalkı gelirleri enflasyon karşısında ciddi oranda erimiştir.

Hükümet ise bu süreçte, krizle mücadele kapsamında temel politika tercihlerini, faiz oranlarının P’lere kadar arttırılması, vergi oranlarının yükseltilmesi, dolaylı vergilerin yaygınlaştırılması, Kur Korumalı Mevduat gibi geçici finansal araçlarla dövizin kontrol altına alınması ve sıkı maliye politikası tedbirleri eksenine oturtmuştur. Uygulanan programda kamu harcamalarında kısıntıya gidilmesi, zorunlu kamu tasarrufu adımları, gelir vergisi dilimlerinin yükseltilmesi, ÖTV ve KDV artışları gibi önlemlerle bütçe açığını kapatma hedeflenmiş; finansal piyasalarda ise yüksek politika faizi ve kademeli faiz artışlarıyla sıcak para girişinin teşvik edilmesi amaçlanmıştır. Ancak bu tedbirler, uygulamada daha çok iç tüketimi daraltma ve vergi yükünü artırma şeklinde kendisini gösterirken, üretim ve ihracat kapasitesini artırmaya dönük somut yapısal reformlara gerektiğince yer verilmemiştir.

Zaman zaman hastalığının seyri ve temel semptomlarının ağırlaşması nedeniyle hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alınan, burada belli bir süre yakın gözetim altında, kendisine serum verilip solunum cihazı ve diyaliz makinesi gibi hayat destek ünitelerine bağlandıktan sonra semptomlarında görülen nisbi iyileşme sonucu taburcu edilerek normal hayatına döndürülen kronik rahatsızlık sahibi bir hasta düşünelim. Türk ekonomisinin, belli periyodlarla faiz, döviz ve enflasyon oranları başta olmak üzere temel göstergelerde ortaya çıkan yüksek artışlar nedeniyle hükümetlerce ağır önlemler içeren “ekonomik krizle mücadele” programlarına tabi tutulması; belli sürelerde programa titizlikle uyulmasının ardından göstergelerde elde edilen nisbi iyileşme sonucu, uygulanmakta olan önlemlerin gevşetilmesi veya kaldırılmasıyla tekrar eski işleyişine döndürülmesi arasında şaşırtıcı bir benzerlik bulunmaktadır.

Bu döngünün her kriz döneminde neredeyse aynı şekilde........

© Karar