menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Soğuk bir ülkeden çok sıcak bir roman...

11 7
23.03.2025

Lisa Ridzén’in romanını okurken, aklıma hep Ingmar Bergman’ın filmleri geldi, büyük üstâd hayatta olsaydı ‘Turnalar Güneye Uçarken’i asla ıskalamazdı, çünkü Ridzén’in hikâyesinde Bergman Sineması’nın bütün yapı taşları var. Ridzén’in romanı buz kadar soğuk bir ülkeden geliyor, ancak sayfaları devirdikçe içiniz ısınıyor. Yaşlılığa dâir bugüne kadar okuduğum en mükemmel romanlardan biri. Timaş Yayınları’nı kutlarım, kitabın bu yılın en büyük çeviri romanlarından biri olacağından eminim.

Bir süre önce elli beş yıldır yaşadığım Suâdiye mahallinden Tuzla’ya taşındım, nakliye şirketi İstanbul’un kar fırtınasına teslim olduğu günün sabahında saat 08.06’da Avşar Sokak’ta işe başladı, gece 22.16’da Emsal Sokak’ta bitirdi. Asıl sorun elbette sonrasındaydı, internet nakil işlemleri hayli uzadığından, tam on yedi gün, yazı da yazamadım. Altı yüz koli kitap ise hemen açılamıyor, günler sürüyor, bir ay oldu, daha kolileri açıp kitapları yığmam tamamlanmadı, bir de onların yeniden tasnifi var ki, şimdilik acele edip de iki ayağımı bir pabuça sokmuyorum.

Taşınmadan önce Lisa Ridzén’in Timaş Yayınları’ndan çıkan ‘Turnalar Güneye Uçarken’ isimli romanıyla, Elif Uzunağaç’ın editörlüğünde VakıfBank Kültür Yayınları’ndan çıkan ‘Kırımlı Önderler’ isimli tarih kitabını sırt çantama koymuştum, Tuzla-Suâdiye ve Suâdiye-Tuzla arasında günlerce gidip geldiğimden, onları tamamiyle trende okudum dersem yalan olmaz. Çantama iki de dergi koymuştum,........

© Karar