Her fırsatta nefret kusan kifayetsiz muhterislere: Bu ülkede birkaç Enis Batur daha olsaydı...
Bugün Orhan Koçak'ın Birikim Haftalık'taki 'Jeopolitik Aklın Sıkıntıları' yazısını maalesef kitapların önüne çıkarmak zorunda kaldım. Orhan Koçak'a göre, 'kapitalizmin ve emperyalizmin çıplak gerçeğiyle yüz yüze kaldığımız' bir devre girmişiz. Tamam ama bu hakikat yeni değil ki, kapitalizmin ve emperyalizmin sürekli kendisini yenileyerek her defasında şeklen farklılaştığı âşikâr. Bu yüzden atraksiyonlu tesbitinin pek parlak olduğunu söyleyemeyeceğim. Peşinden de 'karşımızdaki düşmânı bütün yalansızlığı içinde teşhis edebiliyoruz' diyor, buna bir itirazım yok. Peki, 'karşımızdaki düşmân' olarak gösterdikleri kimler? Bunun yanıtı için sondan bir önceki paragrafa bakın, ancak aralarından bir isme 'özel harp yayınları yönetmeni' demesi beni üzdü mü desem yoksa kızdırdı mı desem, bilemiyorum. Kimmiş bu 'özel harp yayınları yönetmeni', hadi bir tahmin edin… Neyse, lâfı uzatmayayım, meğerse Enis Batur'muş! Yahu, bir insanın Enis Batur'a 'özel harp yayınları yönetmeni' demesi için, sadece aklını değil, vicdânını da kaybetmiş olması gerekir. Ama, Orhan Koçak niçin Enis Batur'a 'özel harp yayınları yönetmeni' diyor, anlamadım, benim gibi çok kişi de anlamamıştır. Çünkü, nedenini zikretmemiş. Sayın Koçak, okuyan ve merâklı biri olduğunuzu düşünüyorum, sizler de iyi bilirsiniz ki, bu ülkeden birkaç Enis Batur daha çıkmış olsaydı, edebiyatımız şimdi yerlerde sürünmeyecekti, kapitalist edebiyat pazarının bizlere dayattığı çok satar yıldızlara ve onların çöp kitaplarınaysa hiç mahkûm olmayacaktık, bir de her fırsatta birilerine nefret kusan kifâyetsiz muhterislere. Yeri gelmişken de zevât-ı ma'dûdeye söyleyeyim: Enis Batur ile tanışmıyoruz, hiç sohbet etmedik.
Geçenlerde Yücel Kayıran dostum Everest Yayınları'ndan dördüncü ve genişletilmiş baskısı çıkan 'Felsefi Şiir, Tinsel Poetika' kitabını........
© Karar
