menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tutuklama tutkusu

171 15
10.10.2025

Hüseyin Kocabıyık’ın tutuklanması münferit bir uygulama değildir. Asırların içinden gelen “atın içeriye” kültürü, modern kanunlar döneminde, tutuklamanın “cezalandırma” olarak uygulaması biçiminde devam ediyor.

İfade vermeye davet yerine polis gönderip “gözaltı” yapılması… Bazen gözaltı işleminin “şafak baskınları”yla uygulanması… “Katalog suçlar” dışındaki suçlardaki soruşturmalarda bile tutuklamanın yaygın olarak kullanılması…

Hele de “Cumhurbaşkanına hakaret” soruşturmalarında hemen daima tutuklama yapılması…

Son yıllarda büsbütün artmış olan tutuklamalarda “suçun vasıf ve mahiyeti” şeklinde basmakalıp gerekçeler dikkat çekiyor. AYM’nin şu kararı, bu gerçeğin ve hukuka aykırılığın tescilidir:

“Kaçma, tanıklar üzerinde baskı kurma veya delil unsurlarını değiştirme, yeniden suç işleme, kamu düzenini bozma gibi risklerin varlığının gerektiği şekilde tespit edilmesi ve… tutuklama gerekçesinin soyut, genel veya basmakalıp bir şekilde olmaması gerekir.” (B. No:2023/102251)

Hüseyin Kocabıyık, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla tutuklandı. 1-4 yıl hapis cezası var. Fakat bu, yayın yoluyla, mesela X hesabından üç dört cümle yazarak yapılırsa cezası artıyor. Dahası, “zincirleme suç” şeklinde yapılırsa cezası daha çok artıyor.

Eski deyimle “müteselsil suç”, aynı kişiye karşı peş peşe aynı........

© Karar