menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Susturulan sesler, büyütülen figürler

19 9
26.03.2025

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, yalnızca bir siyasi figürün özgürlüğüne yönelik bir müdahale değil; Türkiye’nin hukuk devleti olma iddiasının, demokrasinin ve kurumsal meşruiyetin çok katmanlı bir sınavla karşı karşıya olduğunu gösteren timsal bir vakıa. Bu kez yaşananlar ne ilk ne de tek, fark da şurada; bu defa gözler yalnızca içeride değil, dışarıda da keskin. Uluslararası kamuoyu, yalnızca olup biteni izlemiyor; ülkeyi demokrasi literatüründe hangi sayfada anacağını yeniden tartıyor. Zira Türkiye artık birçok gözlemci için yalnızca bir ülke değil, otoriterleşme ile hukuk devleti arasında gidip gelen bir “demokrasi stres testi” hâline gelmiş durumda.

Bu bağlamda, kararın hemen öncesinde İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi, iki ayrı kurumsal adımın aynı figür üzerinde birleştiği ve daha önce planlanmış gibi görünen bir müdahale tablosunu tamamlıyor. Böylece İmamoğlu yalnızca hukuki yollarla değil, sembolik düzeyde de siyasi yarıştan dışlanmak isteniyor hem ceza tehdidiyle hem de seçilme yeterliliğinden yoksun bırakılarak. Bu hamle adil bir rekabet alanı olması gereken seçim sürecinin, sınırları önceden çizilmiş siyasi bir düzenleme pratiğine dönüşmesi olarak düşünülmesine engel olamıyor.

Diğer yanda Türkiye’de “yargının refleksi, konuya ve kişiye göre değişiyor” algısı toplumda giderek daha fazla hissedilen bir durum haline gelmiş durumda. Hukuk kimi zaman, hızlı bir şekilde karar veren bir organ olarak gözüküyor; kimi zaman adaletin en açık örneklerine bile sırtını dönüyor gibi bir izlenim doğuyor. Bu kararsızlık hali değil artık; bu, bir düzenin parçası haline gelmiş bir durum. Adaletin bir gün herkese lazım olacağı öğüdü, artık yerini “kimseye yetmeyecek kadar az” duygusuna bırakıyor.

Bu kırılganlık hali yalnızca mahkeme duvarlarıyla sınırlı değil; gündelik hayata, sokaklara, hatta bireylerin sessizliklerine kadar yayılmış bir his hâline gelmiş vaziyette. İnsanlar yalnızca yargılanmakla kalmıyor; çoğu zaman yargılanma ihtimalinin varlığıyla yaşıyor. Konuşurken kelimelerini tartıyor, paylaşım yaparken ölçüp biçiyor. Çünkü........

© Karar