menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sanatı, neyi susturan düzen…

20 11
16.07.2025

Ankara’nın Hamamönü semtinde, yüzlerce yıllık taşların arasında, ney sesinin yankılandığı mütevazı ama derin bir mekândır Neyhâne. Meşk sistemiyle büyüyen kalplerin, modern konservatuvarlara uzanan yolculuğudur burası. Sadece nota ezberlemek değil, kulağın terbiyesiyle kalbin incelmesini de öğretir. Türk müziği sevgisini yüzlerce gencin içine nakşeden bu yer, bir eğitim mekânı olmanın ötesinde, kalbi olgunlaştıran bir enstitü gibidir. Şimdi, bu ruhun taşıyıcısı olan Neyhâne Kültür ve Sanat Evi'nin sesi kısılmak isteniyor. Ve kapatılmak istenen sadece dört duvar değil, bizi bir arada tutan bin yıllık bir kültürün taşıyıcısı.

14 yıldır süren Neyhâne’nin hatimli aşure geleneği, bu yıl da binlerce insanı bir araya getirmişti oysa. Alevi Bektaşi dedeleriyle Mevlevi dedelerini, iş insanlarını öğrenciyle, siyasileri sanatseverlerle aynı kazan başında buluşturmuştu. Herkes, kendi evinden getirdiği malzemeyi bu kazana koydu. Herkes o kazanda bir oldu. Herkes, aşurenin içindeki her tanenin ayrı tadı ama aynı anlamı taşıdığını fark etti. Tıpkı bu topraklarda bir arada yaşamanın mümkün olduğuna dair kadim bir ihtimal gibi. Fakat şimdi bu ihtimal yerle yeksan edilmek isteniyor.

Oysa Neyhâne’de yapılan sadece musiki dersi değildir. Orada öğretilen notalar, bir zamanlar Osmanlı medreselerinde, tekke odalarında, köy meydanlarında kulağa fısıldanan hakikatin izlerini taşır. Bugün adına "eğitim" dediğimiz şeyin çok ötesinde bir terbiyedir bu. Kulak terbiyesi, kalp terbiyesi, birlik terbiyesi. Çünkü burası, Mevlevi ayinlerini Bektaşi nefeslerinin takip ettiği, ilahilerin semaya karıştığı, duaların muhabbetle yoğrulduğu evrensel bir sevgi okuludur. Ritmin ritüele, notanın niyaza dönüştüğü bir mekân… Bu yönüyle Neyhâne, sadece sanat değil; bir arada yaşama kültürünün de ilmek ilmek........

© Karar