menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Othello’nun ülkesinde Iago’nun gölgesi

19 6
previous day

İnsanın iç dünyasında çoğu zaman adını bile koyamadığı bir yarık vardır. Gürültü çıkarmaz, kendini görünür bir biçime büründürmez. Kişi ne zaman kendi eksikliğine dokunsa o yarığın sessizliği belirir. Bu sessizliğin adı hasettir. Çünkü haset öfke gibi taşmaz, kıskançlık gibi telaşla kendini ele vermez. Suya karışan ince bir çizgi gibi içeri sızar ve insanın en savunmasız yerine yerleşir. İnsan kendi eksikliğini büyüttükçe bu duygu da genişler, kalbin genişlemeye çağrıldığı noktada daralmasıdır asıl mesele.

Modern çağ bu çatlağı yalnızca görünür kılmadı. Onu bir kurguya dönüştürdü. İnsan artık emeğinin iç sesiyle değil başkasının ışığından yansıyan kırılgan parıltıyla kendini tartıyor. Yürümeye cesaret edemeyenler bir adım önde duranların gölgesine sığınmayı güç sanıyor. Yerinden kıpırdamadan ilerlemek isteyen bu kalabalık, başkasının kudretine yaslanarak varlık devşiriyor ve bu “yakınlık ekonomisi” zamanla insanların kendi hikâyelerini unuttuğu bir düzene dönüşüyor. Şık takım elbiselerle yapılan ziyaretler, “tensipleriyle arz ederim” diyen cümleler, fotoğraf karelerine sıkıştırılan sadakat gösterileri… Hepsi gücün çevresinde kurulan küçük bir mabedin törensel hareketleri hâline geliyor. Mabedin etrafında dönen bu kalabalık büyüdükçe insanlar küçülüyor, küçüldüklerini fark edemeyecek kadar da bu ritme bağlanıyor.

Bu ritmin dışında kalan milyonlar ise hayatın ağırlığını her gün iliklerine kadar hissediyor. Bir lider asgari ücretle on depo benzin alınabildiğini söylediğinde, bu cümlenin önünde aklın........

© Karar