menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Oscar Wilde’ın portresinde muktedirin çürüyen gülüşü

22 1
17.10.2025

Oscar Wilde’ın doğum günü vesilesiyle kaleme alınan bu yazı, bir yazarın anısından çok aynaya bakma cesaretiyle ilgilidir.

16 Ekim 1854’te Dublin’de dünyaya gelen Wilde, yalnızca zarif cümlelerin değil, çağının bütün ikiyüzlülüklerinin de yazarıydı. “Sanat için sanat” düsturunu şiar edinen bu ironik bilge, estetiğin ardındaki tehlikeyi sezmiş, güzelliğin vicdandan koptuğunda nasıl bir tahakküm aracına dönüştüğünü adım adım göstermişti. Tek romanı Dorian Gray’in Portresi, bu sezginin en keskin biçimidir.

İnsan, en çok kendi yüzüne inanmak ister. Wilde, bu inancın sonunda yüzün nasıl bir puta dönüştüğünü anlatır. Bugün onu ve edebiyatını salt yazın tarihinin bir figürü olarak değil, kendi çağımıza tutulmuş bir ayna olarak görmemiz gerekir.

Dorian Gray’in Portresi, bireysel bir çürümeden çok, toplumsal bir yüzleşmenin hikâyesidir. Her çağ kendi Dorian’ını yaratır; ışıl ışıl, genç, yenilmez bir yüz… O yüz ne kadar parlarsa, ardındaki karanlık da o denli koyulaşır. Çünkü hiçbir toplum kendi aynasına cezasız bakamaz; hakikati görmek her zaman bir ahlak sarsıntısı ister. Yine de insan, içindeki o karanlığı seyretmekten de korkar. Onu anlamak yerine biçimlendirir, biçimlendirdikçe güzelliğe dönüştürür. Güzellik böylece vicdanın üzerini örten zarif bir perdeye, günah ise estetik bir maskeye evrilir. Zamanla hakikatin yerini alan şey, artık gerçeğin kendisi değil, onun cilalanmış kopyasıdır; parlak, büyüleyici, dokunulmaz ama sahte bir suret…

İşte Wilde’ın döneminde tablo bir tuvaldeydi, bizim çağımızdaysa portre ekranlarda, kürsülerde, reklam panolarında asılı. Her şey özenli, ölçülü, cilalı bir şekilde arzı endam ediyor. Rakamlar büyüyor, kent ışıkları parlıyor, refah sözcükleri birbirine ekleniyor. Fakat o ihtişamın ardında sessiz bir karanlık dolaşıyor: sefaletin, yalnızlığın, suskunluğun gölgesi bu gezinen... Artık hiçbir şey kirlenmeden parlamıyor, hiçbir yüz masumiyet taşımıyor. İnsanın iç sesi sustuğunda bile, gölge konuşmaya devam ediyor. Wilde, kendi çağında güzelliğin acıyı nasıl görünmez kıldığını fark etmişti, bugünse acı, istatistiklerin........

© Karar