menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dijital ci(e)nnet…

21 1
12.08.2025

Çocukluğumda henüz dijital kelimesi yoktu fakat fen tabirini sıklıkla duyardım. Öyle bir şeydi ki bu fen dedikleri bizi gaflet ve cehalet uykusundan uyandırıp iki yakamızı bir araya getirecek yegane mucizeydi. Biraz trajedi çokça da komedi oyunlarına benzettiğim kimi geçmiş yaşantı parçaları arasında hala zıplar durur ‘fen’ sözcüğü. Bazen şapkadan tavşan çıkarır bazen büyücü küresi misali döner durur. Söz gelimi hemen herkesin itibar ettiği iyi huylu ve çalışkan bir adam vardı ve ona ne sorsalar ‘fen ne diyor bu hususta, ona bakmalı’ derdi. Yetmedi bir ara ‘fenni yem’ diye bir icat çıktı. Güya o yemle beslenen tavukların yumurtası hem daha vitaminli hem daha iri oluyormuş. İleride adam olacak, okuyacak çocuklara bu yumurtadan yedirmek gerekirmiş. Evin kümesindeki yumurtadan üstündü böylece bakkalda satılan yumurta. Ne zaman ki organik dedikleri kavram çıktı sonunda bir yığın sanayi küspesi fenni yemlerin pabucu dama atıldı. En azından hali vakti yerinde olanlar şimdi fenni değil tabii olanın peşindeler. Fen dedikleri arkaik bir hurdalık neredeyse.

Neslimizin son elli yılda yaşadıklarını henüz tartacak çapta romanlar yazılmadı. Şiir de olmasa hepten kayıp bir zaman çentiği oluşacak. Bu bağlamda sadece bizim batılılaşma maceramız bakımından değil insanlığın gelip dayandığı eşik yönünden teknoloji dedikleri baş döndürücü olgunun anaforundayız. Dijital teknoloji yapay zekanın atında çılgınca koşturuyor şimdi ve nereye kadar gideceği, efsanevi Pegasus’un gemini kimin çekeceği meçhul. Hayatımızın hemen her alanı dijitalleşmiş durumda ve onu kullanmadan bir kenara çekilip oturmak bile mümkün değil. Arabalar dijitalleşiyor, günlük hayatın işleyişinden tutun sağlığa, tarıma, hayvancılığa........

© Karar