menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Barış korkusu ya da ters lale

18 1
17.05.2025

Kış ortası doğmuş buzağı uzun süre gün yüzü görmez. Kısa süre içinde ayaklanıp annesinin memesine atılır içgüdüyle. Yalaya koklaya emzirir inek yavrusunu. Doyduktan sonra annesinden ayırılan buzağı meme anını dört gözle bekler. Anne de döne döne arar onu. Sesle çağırır. Boyun kıvırışlar, tatlı böğürüşlerle geçer günler. Bahar gelip de etraf şenlenince toprak ısınıp üstünde buğu tütünce kışın her şeyi içeri kapatan huyu terk edilir baharın dışarı çağıran havasına teslim olunur. Anne alışkındır hem içeriye hem dışarıya. Fakat buzağı ilk kez çıkacaktır kıra. Belki de anne karnının devamı olarak görmüştür o ana değin içinde bulunduğu kapalı yeri. Eğer alıştıra alıştıra değil de birden dışarı salarsanız onu ne yapacağını bilemezsiniz, çılgınca koşar, ağzı köpüklenir, zıplar, adeta delirir. Yetişemezsiniz peşinden. Gün ışığı sel olup sürüklemektedir adeta onu. Eğer annesini arkadından salmazsanız bulmanız da mümkün olmaz.

Herhangi ciddi bir kaza geçirip de ayağı bacağı kırılan sonra da uzuvları alçıya alınan kişi günlerce bekler kemiklerin kaynamasını. Hastane yatağında her şeyi geri geri düşünür. Kaza anını tekrar tekrar yaşar. Bazı saniyeleri geri almak ister. Bir anlık gecikme küçük bir karar ters yüz edecektir hikayeyi ama olan olmuştur. Başta kabul edilmeyen kaza anı gün gün yerine oturur. Muhakeme ile gelecek düşü iç içe geçer. Şükür duygusu umuda sarmalanır. Hayattadır sonunda. İyileşme başlamıştır. Ayağa kalkmak, yürümek yakındır. Kemik denilen o sert madde kas denilen o esnek yapı tekrar güç kazanacak onu ayakta tutacaktır. Yine de kolay........

© Karar